5 Aralık 2018 Çarşamba

Çocuk Kitabı: Gece Maymunu Gündüz Maymunu






Gece Maymunu Gündüz Maymunu


     Sıcacık bir kitap tutuyorum şu an elimde ve ona mis gibi kış çayım eşlik ediyor. Kokuyu alabildiniz mi? :) Günün yorgunluğu atabildiğim en güzel yerlerden biri bloğum. Burada geçirdiğim her vakti, buraya yazabildiğim her yazıyı çok önemsiyorum. Gecemi güzelleştiriyor ve günüme anlam katıyor bu paylaşımlarım. Ne kadar çok kitap paylaşsam o kadar kar sayıyorum. Galiba okul öncesi dönem kitaplarını da ayrı bi seviyorum. Nedendir bilinmez, elim hep onlara kayıyor. Sanıyorum ki, öyle güzel çizerler, öyle hayal gücüne güç katan çizimler yapıyorlar ki takılmamak elde değil. Kendimi o çizimler içinde bazen kaybolmuş buluyorum. Çocukların da ufkunu açan her çizim, her çizer çok kıymetli.






   Gündüz Maymunu Gece Maymunu; iki maymunun yaşam hikayesi aslında. İsminden de anlaşılacağı gibi gündüz maymunu sadece gündüzleri uyanık olduğu için geceden bi haber, gece maymunu da gündüzden. Gece maymunu gündüz maymunun uyandırır ve onu kovalamasını ister. Ama gündüz maymunu karanlıktan çok korkar. Çünkü o saatlerde hep uyuyor olur ve gece ürkütür onu. İnsan hep bilmediğinden korkar. Gündüz maymunu ışıl ışıl parıldayan ateş böceklerini; bir sürü göz, yarasaları; uçan fareler, kurbağaların şarkılarını ise ağaç kesen insanlar zanneder. Çünkü yabancıdır gecenin güzelliklerine. Bilmediği için ürkmesi normaldir. Gündüz maymunu için bu kadar gece tecrübesi yetmiştir. Uyumalıdır.

      Ertesi sabah Gündüz maymunu uyandırır Gece maymunu. Bu sefer aydınlık fazla gelir gece maymununa. Bilmez çünkü o bu saatleri. Kelebekleri; makyaj yapmış güve, papağanları, baykuş kendi gölgesini de başka bir maymun zanneder Gece Maymunu. İkisi de birbiriyle çok eğlenmiştir. 




      İstenirse elbette bulunur orta yol. Yeter ki istensin. Bu iki maymuncukta birbirlerinin hayatlarından artık haberdar bir şekilde yollarına devam ederler ve ara ara günün en güzel zamanlarında birbirleriyle vakit geçirirler. 

     Öykü çok keyifli. Farklılıklara inat birlikteliği sürdürmenin hikayesi. Karanlık korkusu ve uyku için belki yaşamınıza eşlik edebilir ve faydası dokunabilir. Yazının başında da bahsettiğim gibi okul öncesi dönem kitabı bu ama aslında tüm yetişkinler için de:) Çocuk kitapları hayatımızdan hiç eksik olmasın. Yeni kitaplarla buluşuncaya dek..

27 Kasım 2018 Salı

Çocuk Kitabı: Üç Dedektif ve İki Matematik Bulmacası





Üç Dedektif ve İki Matematik Bulmacası



      Çocuklar öyle çok sever ki onlara sorduğunuz bir sorunun gizemli olmasını. Aslında normal bir matematik problemidir yönelttiğiniz, siz onu bi güzel hikayeleştirip bide içine biraz dedektiflik kattığınızda sizden mükemmeli yoktur. Çünkü onların doğasında vardır aslında çözümlemek. Renkli hale getirirsek eğer biz, onlar daha bir keyifle işin içine dahil olurlar ve yaşadıkları zamanı keyifle anarlar. O gün mükemmel bir gün, mükemmel bir öğretidir anlatılanlar.  






    Arda çok sevdiği dayısının, annesi ve babasının tatili sebebiyle onlarda kalacağını öğrenir ve havalara uçar. Dayısı polistir ve onun anlattığı hikayelere, polislik maceralarına bayılır Arda. Yine zaman su gibi akacaktır ve hiç anlamadan geçecektir iki gün. İlk akşam dayısı ile birlikte yemeğe dışarı çıkarlar. Yemek esnasında yan masadan bir gürültü gelmektedir. Müşteri, mekan sahibi tarafından kandırıldığını, kendisinden fazla para alındığını belirtmektedir. Şimdi okuyunca siz de şaşıracaksınız. Matematik bunun neresinde? :) Hadi bakalım kimler çözecek?? 

" Hesap 25 idi. Biz garsona 30 lira verdik. Yani 3 tane 10 lira. Garson bize 5 lira para üstü getirdi. Herkes 1'er lira aldı, 2 lira da garsona bahşiş bıraktık. Yani sonuçta adam başı 9 lira ödedik. 3 kere 9 eder 27. Bunun üstüne 2 lirada bahşiş koyarsak yani 27'ye ekle 2, 29 eder. Yirmi dokuz. 30 olması için bir lira eksik.!!! "

1 liraya ne oldu?

Birazcık beynimizi zorlarsak bu sorunun cevabını bizlerde bulabiliriz Arda gibi:)  Dayısının matematik bilgisinin eksikliğinden faydalanıp olaya el atar Arda ve durumu kurtarır. Herkes Arda'yı tebrik eder.
Akşam eve döndüklerinde olayı papağını Peppo'ya anlatır Arda ve kendisini "Matematik Oyunları Çözme Ajanı" ilan eder. 

       Başarmışlık hissi çocukları güdülüyor ve daha iyisini yapabileceğine olan inancını arttırıyor. Arda'nın burda en güçlü yanı, problemleri ilk aklına gelen yanıtla değil de "yanal düşünceler" le çözüyor olması. Çocuklarda bu becerinin gelişmesi aslında önemli olan. "Daha başka nasıl çözülebilirdi? , Sen olsaydın nasıl bir yol izlerdin? " soruları ile zihin yoklamak farklı bakış açılarını ortaya çıkaracaktır ve çocuğun kendisini farketmesine katkı sağlayacaktır. Bende yapabilirim imajı çocuğun daha en başta gelen matematiksel becerilerinin ileriki yaşlara aktarımına katkı sağlayacaktır.

       Arda bize bu kitapta zekasını nasıl doğru kullandığını öyle güzel bir dille öğretiyor ki. O işin içinde muhakkak bir bit yeniği olduğunu onun sorgulamalarından çok güzel sezebiliyoruz;) 8,9 ve 10 yaş ve tüm yetişkinlere ideal bu kitap Yapı Kredi Yayınları'ndan. Ailecek gizem dolu bi akşam geçirmenize imkan sağlayacak. Yeni kitaplarda buluşuncaya dek.. ;)

19 Kasım 2018 Pazartesi

Çocuk Kitabı: Seto Bal

"Seto ne demek peki? Aslında Setrag. Ama ben Seto demeyi seviyorum. Kısa oluyor öyle. "


Seto Bal



     Herkese yağmurlu mu yağmurlu bir İstanbul akşamından sevgiler:) dost muhabbetleriyle donanmış, ruhuma neşe katmış, sevmiş, sevilmiş bir ben var karşınızda. Ne mutlu ki dostlara, dostlarımıza. Sıkı sıkı sarılmalı her defasında. 

     Bugün hiç aklımda olmayan bir kitabı paylaşacağım sizlerle. Fuar ganimetlerinden olur kendisi. Tesadüfen fuarda çocuk kitaplarının arasında kaybolmuşken ben, Nesin Yayınları'nda rastlaştık bu sevgili kitapla. Yazarı Tuğçe Tüfeng tanıttı bize kitabını ve o an orada başladı hikayemiz. Kitabın kendisi ile tanışmamız kadar güzel bi hikaye bizleri bekliyormuş için de meğer. Eve gelip bir çırpıda soluksuz okudum ve yine sıcacık duygularla kapadım kapağını. Çizimler de en az kitabın sevimliliği kadar can alıcı. Haydi bakalım kapağı aralayınca nasıl karşılıyor bizi Seto Bal ? :)


   " Seto ne demek peki? Aslında Setrag. Ama ben Seto demeyi seviyorum. Kısa oluyor öyle. Tamam da nereden geliyor? Annemin eski bir komşusunun adı Onlar benim yaşımdayken yan yana otururlarmış. Yani bir anlamı yok muymuş? Annem için varmış. "








     İşte Seto, Deniz'in kedisinin adıdır. Kedisini çok sevdiği için ona Seto Bal diye sesleniyor. Deniz'in şekle girmeyen kabarık saçlarıyla kedisi Seto'nun saçları öyle benzerdir ki. Bir gün Deniz anneannesinin de uykuya daldığı bir vakit, çok merak ettiği sokağa çıkmaya karar verir. Tabi yanında Seto da vardır. Çünkü canı pamuk şeker çekmektedir. Sokakta oyun oynayan çocukların arasına dalar Deniz. Ama çocuklar onunla dalga geçer. Sadece aralarında ona sıcacık gülümseyen Mavi'dir. Tam bu sırada Seto usulca kaybolur. Onu bulmak Deniz'in hiç bilmediği bu sokaklarda imkansız gözükmektedir. Ama öyle şanslıdır ki Mavi yanındadır. Geliştirdiği stratejilerle Seto'yu bulmaya çalışmak Mavi'yle çok keyifli hale gelmiştir. Çünkü Mavi'nin bilmediği şey yoktur. Ağaca çıkmayı, Macbeth'i,  Shakespear'i, yağmur yağacağını, gökkuşağını her şeyi ama her şeyi biliyordu Mavi. Bir görünüp, bir kayboluyordu Seto bu arada. Sadece kendi istediğinde ortaya çıkıyor sonra yine hemen kayboluyordu. Ve hiç beklemedikleri bir anda Seto'yu bulup, pamuk şeker alıp güzel hayallere dalacak mıdır acaba bu muhteşem ikili? 

  Keyifle okuduğum, sıcacık hikayesi olan bu kitap 9, 10, 11 yaş grupları için oldukça ideal. En az kitap kadar güzel çizimlerse Ece Zeber'den. Okumak kendimize yaptığım en güzel yatırım. O halde küçük büyük her yaştan okur tanışsın diye yazmaya devam ;) Yeni kitaplarla görüşünceye dek..

15 Kasım 2018 Perşembe

Yaş Gruplarına Göre Fuardan Alınacak Kitapların Listesi

Kitap Önerileri


       Herkese merhaba. Kitap dolu bir haftayı geride bıraktığım şu günlerde, hazır fuar da bitmeden son günlerinin fırsatını değerlendirecek olanlara keyifle okuduğum çocuk kitaplarını, bir nebzede olsa fayda sağlamak adına paylaşayım istedim. Daha fuarın ikinci gününde ordaydık. Söyleşilerle, yazar buluşmalarıyla, çocuk kitaplarıyla keyif dolu, tadı damadığımızda kalan ne güzel bi gündü. Yine fırsatımız olsa bu hafta sonunu da orda geçirmeyi çok isteriz. Ayrıca yazının sonunda bu hafta sonu için fuarda bulunan bir kaç etkinlikte paylaşacağım. Umarım istifade edebileceğiniz, keyifli bir paylaşım olur. Haydi başlayalım ;)







Okul Öncesi Kitap Önerileri


1. Annem Beni Hala Eskisi Gibi Seviyor mu? - Tübitak Popüler Bilim Kitapları
2. Rüya Göremeyen Burak - Mirket Yayınları
3. Öpücük Ne Renktir? - Günışığı Kitaplığı
4. Bilim Tavşanı Şarlot -  Domingo Yayınevi
5. Hiç Hata Yapmayan Kız - 1001 Çiçek Yayınevi




İlkokul Kitap Önerileri ( 1. ve  2. Sınıflar )


1. Alev Saçlı Çocuk - Christine Nöstlinger - Günışığı Kitaplığı
2. Kitaplardan Korkan Çocuk - Susanna Tomaro - Can Çocuk
3. Sarıldığımız Gün - Görkem Kantar Arsoy - Yapıkredi Yayınları
4. Dünyanın Öbür Ucunda Ne Var ? Taze Kitap
5. Olmayan Ülke - Ahmet Ümit - Everest Yayınları




İlkokul Kitap Önerileri ( 3. ve 4. Sınıflar) 


1. Çetin Ceviz - Sinan Yaşar - Fom Kitap
2. Uçurtmam Bulut Şimdi - Sevim Ak - Can Çocuk
3. Yüzünde Güller Açan Keselisıçan - Frank Tashlin - Redhouse Kidz
4. Endişe Ağacı - Marianne Musgrove - Altın Kitaplar
5. Matilda - Roald Dahl - Can Çocuk




Ortaokul Kitap Önerileri ( 5. ve 6. Sınıflar )


1. Şeker Portakalı - Jose Mauro De Vasconcelos - Can Çocuk
2. Küçük Cadı Şeroks Serisi - Aslı Der - Günışığı Kitaplığı
3. Maya'nın Ağacı - Gökçe Ateş Aytuğ - Günışığı Kitaplığı
4. Kedi Dostu Cevahir Hanım - Tagrid En Neccar - Yapıkredi Yayınları
5. Aritmetik İyi Kuşlar Pekiyi - Cemal Süreya - Yapıkredi Yayınları




Ortaokul Kitap Önerileri ( 7. Ve 8. Sınıflar )


1. Büyük Atatürk'ten Küçük Öyküler - Süleyman Bulut - Can Çocuk
2. Kalemler - Yaşar Kemal - Yapıkredi Yayınları
3. Zirvenin Dibindeki Çocuk - John Boyne - Tudem Yayınları
4. Narnia Günlükleri - C. S. Lewis
5. Eyvah Kitap ! - Mine Soysal


İşte listeler karşınızda. Ellerinizin kitap taşımaktan yorulduğu ama kitap mutluluğunu doya doya yaşadığınız bir fuar sizi bekliyor olsu. Yazının başında da bahsettiğim gibi bir kaç etkinlikte paylaşıyorum sizlerle. Yeni yazılarla görüşünceye dek..


Etkinlik“Bir Fikirden Bir Romana: "Sıradan Bir Gün " Nasıl Doğdu?"
KategoriSöyleşi
Tarih18.11.2018
Saat14.30 - 15.30
YerBüyükada Salonu
KonuşmacılarYekta Kopan
DüzenleyenCan Yayınları




Etkinlik“Öğretmenim Bir Bakar Mısın?"
KategoriSöyleşi
Tarih17.11.2018
Saat14.30 - 15.30
YerInterexpo Salonu
KonuşmacılarDoğan Cüceloğlu
DüzenleyenFinal Kültür




Etkinlik"Bir Yazar, Bir Fotoğrafçı”
KategoriSöyleşi
Tarih17.11.2018
Saat14.30 - 15.30
YerMarmara Salonu
KonuşmacılarAyşe Kulin, Lütfi Özgünaydın
DüzenleyenEverest Yayınları




Etkinlik“Kendi Everest'inize Tırmanın”
KategoriSöyleşi
Tarih17.11.2018
Saat14.30 - 15.30
YerKalamış Salonu
KonuşmacılarNasuh Mahruki
DüzenleyenAlfa Yayınları




Etkinlik"AŞK Dünyanın En Güzel Masalıydı"
KategoriSöyleşi
Tarih17.11.2018
Saat13.15 - 14.15
YerInterexpo Salonu
KonuşmacılarAhmet Ümit
DüzenleyenEverest Yayınları

3 Kasım 2018 Cumartesi

Çocuk Kitabı: Onun Adı AY TOZU




"İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman gerçeği görebilir.. "



AY TOZU



    Herkese merhaba sevgili okurlar :) Uzun bir aradan sonra yine birlikteyiz. Yepyeni, beni şaşırtan bir kitapla karşınızdayım bu kez. Öyle yoğun bir gün geçirdim ki.. Bana en iyi gelecek olan şeyi yaparak, blog yazarak günü kapatayım istedim. Eskisi kadar çocuk kitaplarına vakit ayırmadığım için üzülsem de, onların her daim hayatımda oluşu beni çok keyiflendiriyor ve günüme anlam katıyor. Her  yetişkin muhakkak çocuk kitaplarının gizemli dünyasını keşfetmeli diyorum ya sık sık, işte hepimizin bir kez muhakkak okuduğu o güzel kitaptan ve o kitabın yazarı Exupéry'nin kısa yaşam öyküsünden bahsedeceğim sizlere bu kez.. 


             
  
   
     Antoine her akşam yüzünü gökyüzüne çevirip, gözlerini Ay'dan ayırmadan hayaller kurardı. Bu yüzden onu herkes "Ay Tozu" diye çağırırdı. Ay tozu hayal kurmaktan bir an olsun hiç vazgeçmedi. Hayvanları çok sever, bağda bahçede dolaşmaktan çok hoşlanır, doğada olmaktan, oyun oynamaktan çok keyif alırdı. Ay Tozu aynı zamanda uçakları da çok severdi. Uçakla uçmayı o kadar çok istiyordu ki; bir gün kanatları olan bir bisiklet modeli tasarladı. Ay Tozu sürekli hayal kurduğu için derslerinde hiç başarılı değildi. Kendini hiç konsantre hissedemiyordu. Zamanının büyük bir bölümünü okumakla geçiriyordu ama buna rağmen. Ay Tozu büyüdü ve pilot oldu. Ay Tozu tüm uçuşlarında Sahra Çölü'nden geçmeyi çok severdi. Bir gün uçağı arızalandı ve çöle inmek zorunda kaldı. Onu, susuzluktan ölecekken bir Arap kabilesi kurtardı. Yıllar geçti ve Ay Tozu en sevdiği mesleği yapmaktan ve yazmaktan hiç ama hiç vazgeçmedi. 


İşte tam tahmin ettiğiniz gibi... O çok sevdiğimiz kitabı bizlerle buluşturan yazar Antoine De Exupéry.. 



Küçük Prens 'in yazarı..



   Yetişkinlerin en çok sevdiği çocuk kitabı nedir diye sorsak baş sıralarda yerini alır - Küçük Prens - Kitabın her bir sözü hayatımıza dokunacak türden yer eder akıllarda. İşte ben de bu kitabı kargoma eklerken, Küçük Prens'in yazarının hayatının anlatıldığı kitap olduğunu tahmin edememişim. Okurken ne kadar sevindiğimi sizlere anlatamam:) Keyifle okuduğum bu kitap 1001 Çiçek yayınlarından. 3 + yaş tüm çocuklara ve tüm yetişkinlere:) yeni kitaplarla buluşuncaya dek.. 




24 Eylül 2018 Pazartesi

Çocuk Kitapları: .... üzerine bir hikaye







Akran Zorbalığı ve Kaygı üzerine bir hikaye



         Merhaba sevgili okurlar. Uzun zaman oldu görüşmeyeli. Bu arada neler yaptınız? Yaz bize veda ederken, Eylül gelmişken, sonbahar kendini hissettirmeye yavaş yavaş başlarken? Nelere kucak açtınız? Neleri kucakladınız? Kalbinizden geçen hangi güzellikler yolunuza serildi? Siz hayata ne verdiniz bu sürede?

         Hayatımızdaki tüm güzellikler, biz onlara emek ve vakit harcadığımız için var. Hangi yolu seçtiysek o yol bize göze kırpıyor ve biz o kişi oluyoruz. Neye kucak açtıysak, biz onun yansıması oluyoruz. Çok seviyorum böyle olmasını. Hiç bişey boşu boşuna değil çünkü. Her birimiz bulunduğumuz yerlerde gerçekten hak ettiğimiz için varız. Çevremizdekilerin aynasıyız her birimiz.


        Yepyeni bir haftaya ben Mercan Dede'nin bu yazısıyla başladım. Siz de faydalananın.


" Bilmiyor musun? Evren'i aydınlatan ışık senin ışığın. Küçük biri gibi davranmayı bırak. Sen mutluluktan sarhoş olmuş halde dönüp duran bir kainatsın. "


Konuyu çok mu fazla dağıttım ne? :) Nereden nerelere geldik. Halbuki ben sizlere yeni tanıştığım bir seriden bahsedecektim:)






        İstiklal'de eskilerden beri Yapı Kredi Yayınları'nda vakit geçirmeye bayılıyorum. Hele bide mekanın en yeni halinde, zaman su gibi akıp gidiyor. Ayrıca bir de çocuk kitapları bölümü var ve burası benim için tam bi cennet. Uğramadıysanız eğer muhakkak, vakit ayırın. Yine orada gezerken keşfettiğim, fazlasıyla hoşuma giden bir kitap dizisi size bahsedeceğim. Harika konuları ele almışlar. Uyku bozukluğu, kardeş kavgaları, kaygı, akran zorbalığı, beslenme bozuklukları gibi her anne babanın muhtelemen karşılacağı konuları "Gerçek hayattan hikayeler" başlığı altında ustaca işlemişler. Mesleğim gereği bana en çok hitap eden iki konuyu - kaygı ve akran zorbalığı- incelemek için satın aldım. Sizler de ihtiyaç duyduğunuz konuyu belirleyip ona göre seçim yapabilirsiniz.


Akran Zorbalığı üzerine bir hikaye - Beni Rahat Bırak! 


  Kahramanımız Else sınıfa yeni gelen kıza kötü davranır. Aslında onu hiç tanımamasına rağmen onun sınıfa gelmesini, en sevdiği arkadaşı Cessi'nin yerine oturmasını kabullenemez. Kıza, tam bir baş belası kesilir ve okul günlerini zehir eder. Beresini saklar, düşmesine sebep olur Peki daha sonra Else yaptıklarının yanlış olduğunu farkedecek, arkadaşının gönlünü alabilecek midir?


Kaygı üzerine bir hikaye - Eliza Başarısız Olmaktan Korkuyor


  Eliza başarısız olmaktan korkan ve bununla yedi yaşında mücadele etmeye başlayan tatlı mı tatlı bir kız. Bu durumu matematik dersinde farkediyor. Ne zaman ders matematik olsa karnı ağrıyor, kolları kaşınıyor ve paniğe kapılıyor. Çok zor geliyor ona ders. Sanki hiç bir zaman öğrenemeyecekmiş hissine kapılıyor. Ama asıl matematik dersinin amacının, hata yapmak olduğunu ve bu hatalardan çıkarılacak derslerin hayatına yansıması olduğunu öğreniyor. Gerçek başarının, başarısızlıklardan öğrenildiğini kavrıyor. Ve öz güvenini yeniden kazanıyor. 





        Bu iki kitabı da ben çok çok severek okudum. İkisi de günlük hayatta öyle çok karşılaştığım konular ki. Kitapların sonunda ebeveynlere ve eğitimcilere bilgiler içeren notlar da var. Bunları okuyup, paylaştım, şimdi psikolog olan kardeşim Ceyda'ya armağan edeceğim. O da en az benim kadar istifade  edecektir eminim. Sizler de psikolog, öğretmen olan eş dost ve arkadaşlarınıza armağan edebilirsiniz bu sevimli kitapları. Hep söylüyorum, çocuk kitabı okumak insanın içini açar. Ruhuna huzur verir çünkü orada her şey hep anlaşılır, hep mutluluk doludur. Yeni kitaplarda buluşuncaya dek. Mutlu kalın ;)


20 Ağustos 2018 Pazartesi

Yaz OKUMALARI - 3


                                      Yaz Okumaları



            Yazın okuduğum kitaplardan bahsettiğim yazıların üçüncüsü ile herkese merhaba:) Bu yaz okumaya fazlaca vakit ayırabildiğim ve neredeyse aklımdaki tüm kitapları okuyabildiğim için kendimi fazlasıyla mutlu hissediyorum. Kitap her an yanımızda fakat iş yoğunluğumun olmadığı yaz ayında ise hep daha fazla hayatımda. Kitap okumanın kapılarını açmak bizim elimizde. Yolda, okulda, otobüste, metroda her an her yerde yanınızda kitap taşıyor olmak bence bu işin sürekliğine büyük ölçüde katkı sağlıyor. Ben hiç okuyamayacağımı tahmin ettiğim zamanlarda bile kitap heybemi yanıma alıp almadığımı kontrol ediyorum. O sanki bana güç veriyor:) vaktimi boşa harcamazmışım gibi hissettiriyor. Sizler kendinize nasıl bir bağ kurdunuz kitaplarla? Bu yaz en çok hangi kitapları okumaktan keyif aldınız?


        Bu yazımda sizlere beş tane kitaptan bahsedeceğim. Bunların 4'ü yetişkinlere 1'i ise çocuklara özel. Öyleyse okuma sırasına göre ilkiyle başlıyorum.



1. Prokrastineyşın - Timothy A. Pychyl



Hayırdır inşallah bu da ne böyle dediğinizi duyar gibiyim:)  Prokrastineyşın ingilizce bir kelime ve anlamı ise savsaklamak. Kitabın ön kapağını okuyan neredeyse herkes -aaaa bu ben - dedi. Ve kitabı hemen okumalıyım diyerek kenara çekildi:) evet eminim ki siz de şu satırları okuyunca ne kadar da çok beni anlatıyor diyeceksiniz.


" Başlanıp bitirilmesi gereken işleri inatla erteleme, savsaklama ve oturup çalışmak yerine ıvır zıvır şeylerle oyalanma alışkanlığıyla mücadele kılavuzu. "


Dediğim kadar var mıymış? :)

Ben öyle çok istifade ettim ki kitaptan. Savsaklamaya meyilli olduğum zamanlar okuduklarımı anımsıyorum ve en azından gerçekçi davranıyorum. Kendimi kandırmıyorum. Çünkü biz hepimiz geleceğe dair yaptığımız planlarda fazlasıyla iyimser oluyoruz. Yarın bunu da yaparım dediğimiz de işi ertelediğimiz için içimiz huzurla doluyor fakat iş o eylemi gerçekleştirmeye geldiğinde aynı duyguları hissetmiyoruz maalesef. Eğer siz de savsaklamanın başrol oyuncusu olduğunuzu düşünüyorsanız bu kitap tam sizlik.





2. Hippi - Paulo Coelho 


Paulo Coelho'nun kitaplarını okumayı sevenlerdenim ben. Ruhani halini anlatan betimlemelerinde çoğu zaman kendimden bir şeyler buluyorum. Bu son kitabı, kendi yaşam öyküsüne en yakın olanı. 1970'li yıllarda yazar olma hayalini kurduğu dönemlerini, gerçek özgürlük arayışını, başka bir dünyanın mümkün olabileceğine inanan hippilerin yolculuğunu kendi özgün diliyle anlatıyor yazar. Bazı karakterler gerçek ismiyle bahsedilmiş bazılarının ise isimlerini değiştirmiş anlattığı hikayelerde. 






 Paulo ürkek ve çekingen. Ama yine de hayallerinin, özgürlüğünün peşinden gidecek. Karla ile Dam Meydan'ında tanışıyorlar ve Karla Nepal'e yalnız gitmek istemediği için aradığı kişinin Paulo olduğunu hemen anlıyor. Hayalleri Magic Bus diye isimlendirilen çok eski bir otobüsle Hollanda'dan Nepal'e ulaşabilmek. Bu yolculukları esnasında bir çok yer görüyorlar ve İstanbul'da tam 6 gün kalıyorlar. Paulo burada hep merak ettiği sufilikle tanışıyor. Yazar kitapta hayatına dokunan kişilerden, otobüs şöföründen, muavinden de sıkça bahsediyor. Kitap beş ayrı renk kapakla basılmış. Ara ara sayfalarını açıp altını çizdiğim yerleri okumaktan keyif aldığım bu kitabı okumanız tavsiyemdir.



3. Siddartha - Hermann Hesse



Siddartha da yine Hippi tarzında arayış dolu bir kitap. Siddartha çok zengin, istediği her şeyi elde etmiş olmasına rağmen aradığı şeyin aslında bu yaşam olmadığına karar veriyor ve Samana'ların yaşantısına katılıyor. Siddartha, Samana'lardan fakirliği, açlığı öğreniyor. Yıllar sonra bir gün gerçek Buddha'nın öğretilerini duyuyor ve Samana'ları terk edip Buddha yolundan gidiyor. Onunla ormanlıkta bir gece geçiriyor, ona sorular soruyor ve onu terk ediyor. Arayış yolculuğu devam
ettikçe Siddartha bambaşka biri oluyor. Biz de kitapta onun iç hesaplaşmalarını okuyoruz. Kitabı çok severek okuyacağınızı tahmin ediyorum. Kitap listenizde muhakkak olmalı.






4. Fasa Fiso - Teoman



Bu kitap benim bonusum oldu. Hiç aklımda yokken Teoman hayatıma öyle hızlı bir giriş yaptı ki.. Tahmin edemezsiniz. Murat bu kadar çok boşuna sevmiyormuş dedim durdum:) Festivaller dolayısıyla iki kez dinleme fırsatı buldum bu yaz Teoman'ı ve sahnesi öyle muhteşem ki..


Müziği bırakması, eşi ile ayrılığı, kızı, annesi, ünlü bir rock yıldızı olana kadar neler çektiği, kurduğu grubu Mirage'i hepsini ama hepsini okurken çoğu kez kızdım, ama bi yanım da hep bu şarkı sözleri boşuna yazılmamış dedi durdu. Yaşamış Teoman. Gerçek anlamda yaşamış da yazmış. O şarkı sözlerinin hepsi o gerçekten hissettiği için o kadar anlamlı. Çok hatalar yapmış evet ama bence bir eşiği geçmiş üst noktalara taşımış kendini. O yüzden bu kadar umursamaz ve o yüzden bu kadar gerçek..

Bir de siz okuyun bakalım neler bulacaksınız Teoman'a dair. Ben çok ama çok sevdim dilini. Teoman'ı da tüm gerçekliğiyle anlattığı için her şeyi, tebrik ederim. Hep hayatımızda kal, hep müzikle kal..







5. Van Gogh - Arkadaşım Vincent

  Van Gogh.. Bir dahi.. Bir ressam.. Ve her çocuğun muhakkak tanıması gereken bir ressam. Benim çok sevdiğim 1001 çiçek yayınevi çocukların anlayacağı bir dille çok güzel tanıtmış Van Gogh'u. 
Aslında bize Paula anlatıyor ünlü ressamla neler yaşadığını. Onun ağzından dinliyoruz yaşantısını. Kitabın sonunda Van Gogh'un tarzı hakkında bilgiler de veriyor. Çocuklar için iyi bir başlangıç olabilir;)





Sırada Ahmet Ümit'in son kitabı Kırlangıç Çığlığı var. Bakalım bizi nasıl maceralar bekliyor. Bir sonraki yazıda görüşmek ümidiyle. Sevgiler..

8 Ağustos 2018 Çarşamba

Çocuk Kitabı: Yaşlı Ayılar Ağaca Tırmanamaz


Yaşlı Ayılar Ağaca Tırmanamaz



     Uzun zamandır okul öncesi kitapları paylaşmadığımı farkedince, daha kışın aldığım ve bir çırpıda okuduğum -Yaşlı Ayılar Ağaca Tırmanamaz- kitabı ile herkese selamlar sevgiler:) Tübitak yayınlarının genellikle bilgi veren kitapları (gökyüzü, böcek, bilim vb. ) dikkatimi çekerken, sanki hep bu tarz kitapları yayınladıklarını düşünürken meğer yanılıyormuşum. Aslında şimdi paylaşacağım gibi kitaplarda yayınlamaya başlamışlar. Bu tema, yaşla gelen bilgeliğin, tecrübenin öyküsü. 


    Kitabın kapağını açar açmaz; -ebevenylere notlar- bölümü karşılaşıyor sizleri. Anne-baba çocuğuna kitabı okumaya başlamadan önce daha, kendileri için yazılmış bu bölümü okuyor olacaklar. Çocuklarınıza okuma kitabı seçerken yaşına dikkat etmenin yanı sıra bilişsel özelliklerini göz önünde tutmanız da yarar var. Kitapların yaş aralığı değil önemli olan, asıl mesele sizin çocuğunuzun o kitaba uygun olup olmadığı. Kitap okumak onların hayal dünyalarını genişletir. Sizin bile tahmin edemeyeceğiniz büyüklükte kapılar açar zihninde. İlerleyen yaşlarda kendilerini ifade etmekte zorlanmazlar ve çevresiyle olan iletişimi hep güçlü olur. 







    Küçük Ayı üç gün boyunca anneannesi ve dedesiyle kalmak zorundadır. Ama o bu durumu hiç istemez. Üç gün boyunca annesinden ve babasından ayrı kalacaktır. Aslında en can sıkıcı olan şeyse; anneanne ve dedesinin yaşlı olmasıdır. Yaşlılar sıkıcıdır çünkü. Orda hiç keyif almayacağına inanmıştır. Ama bu yolculuğa çıkmaya mecburdur. Annesi ile yaklaşık bir günlük yorucu yolun sonunda anneannesi ve dedesinin evine varır. Onu dört gözle beklemelerine rağmen, Küçük Ayı hiç yüz vermez ve mutsuzluktan uyur. Annesi geri dönmüştür artık. Yeni güne herkese trip atarak başlar. Ama dedesi öyle bir kanaldan girer ki , Küçük Ayı hiç tahmin etmediği, mükemmel bir gün geçirir. Aslında yaş almak yaşlı olmak demek değildir ki. Dedesi yıllardır edindiğini tecrübeleri sayesinde, torununun yapamayacağına inandığı aktiviteleri daha kolay yollarla yapar. Annesi Küçük Ayı'yı almaya geldiğinde sizce kahramanımız geri dönmek istiyor mudur ki ?  :)



Kitabın sonunda sürpriz aktiviteler de var: Ben çok sevdim.

* Kitabı okumaya başlamadan önce, çocuğunuzdan kitabın kapağını anlatmasını isteyin. Kitabın hangi konuyla ilgili olabileceğini sorun.


* Anneanne - dede ve yaşlılık kavramını işleyebileceğiniz süper bir kitap. Bu konu üzerine konuşmalar yapın, sorular sorun.


* Kitabın sonunda, çocuğunuzun sevdiği bir aktiviteyi resmetmesini isteyin.



Ve sizin de aklınıza gelebilecek bir çok aktivite ile bir okuma kitabını aktivite kitabına çevirin. Unutmayın, zihin gelişimi için okul öncesi dönem en kıymetli dönem. O dönemde yapılan her bir çaba tüm hayata tesir edecek. Tübitak yayınlarından çıkan kitabımız, 3+ ve tüm yetişkinler için oldukça ideal:) Yeni kitaplarla bulununcaya dek..





24 Temmuz 2018 Salı

Çocuk Kitabı: Eyvah Kitap !






Eyvah Kitap!



         Herkese yağmurlu bir İstanbul gününden selamlar:) kış olsa böyle kapalı havalarda mutsuz olabiliyorum fakat yaz günlerinde özlediğimden midir bilinmez böyle kapalı havaları çok seviyorum. Ve en sevdiğimse bu havada evde olmak, çay ve kitap.. Çocuk kitabı yazılarıma ara verdiğim bir dönemde, muhakkak bu kitabı yazmalıyım dediğim bir kitaba rastladım. Günışığı kitaplığı hep favorimdir, söylerim. Fuarlarda saatlerce standından ayrılamam, tüm kitaplarını almak isterim. Öyle renkli, öyle eğlencelidir her bir kitabı. Usta yazarların kitapları yayınlanır hep. İşte onun kurucusunun bir kitabı bu sefer sizlerle paylaşmak istediğim. Sevimli, tontiş gülümsemesiyle Mine Soysal.








        Mine Soysal ablalarının aksine kitap okumaktan keyif almayan bir çocukmuş. Tıpkı etrafımda rastladığım, bana hep şikayet edilen bir çok çocuk gibi. Gezmek, yüzmek, sokaklarda koşmak, bisiklete binmek varken kitap okumak neden ki? Çok sıkıcı dermiş. Ama bir gün bir kitaba denk gelmiş ve dünyası değişmiş. Aslında kitap okumayı sevmemek değilmiş onun derdi. Doğru kitaba denk gelmemek.. Adını, yazarını hatırlamadığı o kitap hayatına yön vermiş ve kitabın konusunu, olanları hiç unutmamış. Bizim de vardır böyle hikayelerimiz. Küçükken bize rastlayan, hiç unutamadığımız o kitaplar. Ben hala ama hala İpek Ongun'un kitaplarını unutamam mesela:) Serra'yı, Oktay'ı, üniversite yıllarını, aşklarını, Özgür'ü.. Gençlik yıllarıma öyle tesir etmişti ki.. Yine alıp, seriye kaldığım yerden devam edebilirim sevinçle:) Hatırlıyorum. Bu kitaplar sayesinde sevmiştim okumayı.. O kitaplar sayesinde beynimdeki kilitli kapılar açılmıştı. Bu hepsine bedeldi.  

        

        İşte Mine Soysal on yıllık "Okuma Sohbetleri" serüveninde okullarda ilkokul 3. sınıftan lise sona kadar çocuklarla buluşup okuma eylemi ve kitaplar üzerine sohbet etti. Onların kitaplar hakkındaki düşüncelerini, neden sevip neden sevmediklerini, değişimlerini, şikayetlerini dinledi. Ve bu kitap o düşünceler sonucunda ortaya çıktı. 
 







      Yetişkinlerin - kapat artık o bilgisiyarı da azıcık kitap oku!- sitemleri, kendisi hiç kitap okumazken çocuğunun kitap kurdu olmasını bekleyenler, okullarda Türkçe derslerinde verilen kitapları hiç sevmeyip okumamak için direnenler, sadece kitap okuyarak mutlu olanlar, kitap okuduğu  için karizmasının çizileceğinden korkan ergenler, kendisine doğum gününde kitap armağan eden arkadaşından nefret edenler.. 


     Zeynep, 13 yaşında, 7. sınıf öğrencisi ; hangi kitabı okuyup okumayacağına babası karar verir.

     Sinan, 13 yaşında, 7. sınıf öğrencisi; ailesi sürekli ama sürekli kitap okur. O sırf bu yüzden ailesine inat olsun diye kitap okumaktan nefret ediyor. Annesinin önüne koyduğu kitapları okumak zorundadır. Sürekli abisiyle kıyaslanır. Çünkü abisi asla şikayet etmez.   

     Ozan, 11 yaşında, 5. sınıf öğrencisi; okullarda yapılan - ayın okuma öğrencisi - seçimlerine gıcık oluyor, manasız buluyor.

     Mine Soysal, öğrencilerin kitap okumaya dair düşüncelerini adeta bizlere bir tokat niteliğinde dile getiriyor. Gençler ne istiyor? Çocukları ne kadar anlıyoruz? Onların isteklerine ne ölçüde kulak veriyoruz ki? yi sorgulatıyor biz yetişkinlere, öğretmenlere. Benim de bi nebze olsa gerçekleri çocukların ağzından dinlemiş olmak farkındalığımı arttırdı. Çocukların mesajlarına doğru cevaplar verdiğimiz sürece onlar çok daha mutlu ve başarılı olacaklar. Kitap; ortaokul ve lise öğrencilerine hitap ediyor. Ve tabi ki tüm yetişkinlere;) Yeni kitaplarda görüşünceye dek.. ;)


Yazının sonuna sürpriz şarkı ;







20 Temmuz 2018 Cuma

Yaz OKUMALARI - 2



  YAZ OKUMALARI - 2



 Heyooo!! Erikli'den yazlıktan bildiriyorum:) En son yazımın ardından tam bir ay geçmiş. O arada neler neler oldu? Nerelere gittiniz? Keyifler nasıl? Umduğunuzdan güzel geçiyordur umarım yaz. Ben yine okuduğum kitapların minik derlemeleri ile karşınızdayım. 


     Kişisel gelişim kitaplarına klişe olarak bakmayanlardanım ben. Hatta bi ben mi kaldım diyorum kendi kendime:) keyif alıyorum okurken. Beni harekete geçiriyor, unuttuklarımı hatırlatıyor. Bu yüzden seviyorum galiba. Bu aralar kişisel gelişim kitaplarında -olmasa da olur- devri moda. Olmadığı için üzülmek yerine, kabul etmek, onunla birlikte yaşamak fikri pek popüler. Tıpkı bir zamanlar -her zaman pozitif düşünmeye çabala- , -sen iste, evren sana verir- ler moda olduğu gibi:)
Bakalım bu böyle ne zamana kadar devam edecek?

    Yani tüm bu söylediklerimden anlayacağınız üzere, üst üste üç tane kişisel gelişim kitabı okudum. Mutluyum:) 

Hadi biraz bahsedelim; listede neler var? 



1.  Ahmet Ümit - Patasana



     Ahmet Ümit'in polisiye romanlarını hayranlıkla, soluksuz okuyorum. Bu kitabı da yine öyle oldu, bir çırpıda bitti. Ayrıca etrafımda bir çok kişisinin de favori kitabıymış Patasana. Bir antik kent kazısında ilk kez kişisel, bir kişinin hayatını anlatan tabletlere rastlanır. Ve bu arkeologları çok etkiler. Bu kazı çok ses getirecektir. Ama tüm bu güzellikler yaşanırken, antik kent kazısının yapıldığı köyde peş peşe ölümler meydana gelir. Köy halkı antik kentin yatır niteliği taşıdığından kazılmasına karşıdır. Cinayetleri bu durumun uğursuzluğuna bağlar. Ve işler çığırından çıkar. Sizler de polisiye hayranı okurlarsanız Patasana tam sizlik. Ahmet Ümit'in eşsiz dilinin büyüsüne kapılmadan edemeyeceksiniz. 









2.  İclal Aydın - Üç Kız Kardeş



   Bu benim ilk İclal Aydın kitabım. Sıcaklığını, ses tonunu, konuşmalarını çok sevdiğim biri olmasına rağmen kitabını alıp okumayı bu zamana bırakmış olmama kızıyorum. Nasıl içli bi kitaptı öyle. Nasıl bir iç hesaplaşma ki.. Aile olmanın gücünü iliklerine kadar hissettiriyor kitap bize. Ben çok sevdim ve diğer kitaplarını da hemen kitap listeme ekleme kararı aldım. Üç kız kardeş.. Zaten hep söylüyorum. Hayatta en büyük şanslardan biridir kız kardeşe sahip olmak. Hele de bi de iki tane olsa, daha büyük bir şans. Bu kitaptada birlik olmanın, birbirine tutunmanın insana hayata karşı aslında nasıl da güçlü olduğunu, en hüzünlü anlarında aklına kız kardeşin geldiğinde -üstesinden gelirim ki? - yalnız değilim dedirttiğini göz yaşlarıyla okuduk. Ben çok sevdim. Bu yaz okuma listenize eklemeniz tavsiyemdir.






3. Don Miguel Ruiz - Dört Anlaşma


Gelsin kişisel gelişimler, gelsin nerdeyse her kitapta birbirinin aynı şeyleri anlatan cümleler:) Daha önce de okuduğum bu kitabı, zaman zaman hatırlamak, unuttuklarımı tazelemek adına yeniden okumayı istedim. Akıcı bir dili olduğundan çabucak bitiyor. Kitabın yazarı Toltek düşüncesinin kurucularından. Daha iyi bir yaşam için bu dört anlaşmayı imzalamanın şart olduğundan bahsediyor yazar. 

1. Kullandığın sözleri doğru seç. Sözler senin hayatını yansıtır. Hayatına tesir eder. Yani kaderimizi, kelimelerimizle yaratırız.

2. Hiç bir şeyi kişisel algılama. 

3. Varsayımlarda bulunma!

4. Daima yapabildiğinin en iyisini yap.


Tüm bunları detaylı bir şekilde açıklıyor yazar kitabında. Katılıp katılmama konusunda tercih sizin;)




4. Ebru Tuay / Polat Doğru - Kendin Ol, Hayatı Keşfet



      Taze biten kitabımı hemen sizlerle paylaşmak istedim. Polat Doğru ile tanışmam Doğan Cüceloğlu sayesinde oldu. Katıldığım söyleşi meğer ikisinin birlikte yapacağı bir söyleşiymiş. Ne güzel oldu birlikte. Doğan Cüceloğlu'nu öyle seviyorum ki.. Onun bilgisinden faydalanarak kendini geliştiren Polat Doğru da hemen kendini sevdirdi:) kitabı olduğunu da görünce hemen alıp okumak istedim. Fuardan almıştım, şimdi okumak gerekmiş, zamanını beklemiş. Ben keyifle okudum. Yaşamda kendimizi huzurla doldurmak, üretken bir birey olmak, her anın kıymetini bilmek, dengede olmak ve mutluluğunu doğru bir şekilde ifade etmek adına çok güzel öneriler var kitapta. Ve her konunun sonuna film ve kitap önerileri de eklemeleri ayrıca güzel olmuş. Altını çize çize okuduğum bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. 





      Sırada uzun zamandır elime almayı beklediğim bir kitap var:) gelecek yazıda yer alacak bu kitabın ismi şimdilik sürpriz olsun. Hayatta ne ekersek onu biçiyoruz ve biz ona ne veriyorsak o da bize onu yansıtıyor. Kalbimizi koyanlardan olmamız ümidiyle.. Yepyeni kitaplarla buluşuncaya dek..





17 Haziran 2018 Pazar

Yaz OKUMALARI





YAZ OKUMALARI


            Herkese upuzun bir aradan sonra merhaba. Görüşmeyeli epey oldu:) Ramazan geldi gelecek derken, bayramı bile uğurladık. Gelsin koskoca bir yaz tatili, gülsün yüzler.. :) Zaman su gibi akıp gitti, yılı yarıladık bile. Umarım bu zaman zarfında, aklınızda olanların bir çoğunu kolaylamışsınızdır yeni yıl hedefleri adına. Benim için nasıl geçtiğini anlamadığım bir dönem oldu. Yeni okul alışmaları,  yeni yerler keşfetme aşkı, aile, eş, dost birliktelikleri, yeni okumalar derken kendimi kaptırmışım farkında olmadan. Zaman zaman yoklamalı insan kendini. Nerde ve kimlerle olduğunu.. Unutmamalı özünü. Yolundan saptıysa eğer silkelenmeli bir, durup düşünmeli.. 

           " Varlığını neşe ve sevince çevirmek için gerekli olan her şey senin içinde var. " 

                                  Sen sadece bakmasını bil. Görebilenlerden ol ! :) 

            Bu kadar sözün ardına, asıl bu yazımda bahsetmek istediğim 5 kitap var sizlere. Vakit buldukça okuduğum kitapları - Yaz Okumaları - başlığı altında paylaşmayı planlamaktayım. Haydi bakalım bu yazıda hangi kitaplar var ? :)


1- Frida Kahlo - Aşk ve Acı


    Bu kitaptan öyle çok etkilendim ki. Frida hep dilimizde. Kitap ayraçlarımızda, bez çantalarımızda, ajandalarımızda. Ama peki ne kadar tanıyoruz ki Frida'yı? Ben hiç ama hiç tanımıyormuşum. Bu kitapla bunu farkettim. Ne çok acı çekmiş Frida. Ne çok.. Geçirdiği trafik kazasının ardından ölümlerden dönüyor ama yılmıyor. Acıyla besleniyor Frida. Hayatına giren tüm erkekler de onu yaralıyor. Ve sanki bu acıları çekmese bu kadar iyi bir ressam olamayacakmış gibi. Frida mükemmel bir ressam, ölesiye aşık ve kalbi acı dolu bir kadın. Daha fazlası için kitabı okumanızı tavsiye ederim!







2. Pembe Fili Düşünme 


         Bu kitap sayesinde dünya tatlısı bir psikologu tanıma fırsatı buldum. Uzun zamandır D&R 'da çok satanlar listesinde. Ben zaten kitap kargoma eklemişken, canım arkadaşım Miray'da okuyup çok beğendini söyleyince okuma sırasında önlerde yer buldu kendine Pembe Fili Düşünme. Size pembe fili düşünmeyin desem, önce ilk aklınıza gelen şey pembe fil olur öyle değil mi? Hani belki bir süre kendinizi düşünmemeye zorlasanız bile bir süre sonra acaba düşünüp düşünmediğinizi merak ederken bile aklınıza gelir konu:) Şefkati, öz-farkındalığı ve bir çok karmaşık gibi gözüken psikolojik kavramları kendinden de örnekler vererek anlatmış Zeynep Selvili Çarmıklı. Çok doğal ve içten bu kitabı soluksuz okurken kendinizden muhakkak bir şeyler bulacaksınız. Keyifli okumalar !









3. Sanma ki Yalnızsın


     Elif Şafak'ın yazılarına da yansıyan melankoli ruh halini ben sevenlerdenim! Sanma ki Yalnızsın yazarın son kitabı. Yazarın köşe yazılarından oluşan bir derleme kitabı bu. Gerek değindiği konular, gerekse konulara olan bakış açısı ve anlatım tarzıyla kitabı severek okudum. Şu dikkatimi çekti, ilk dönem köşe yazılarında Elif Şafak ülkenin durumundan ve gidişatından her ne kadar şikayet etse de hep yazılarının sonunda umut dolu sözlerle bu ülkeye inandığını, değişeceğini söylerdi. Bu kitabında yazar biraz daha umutsuz, daha hüzünlü. Umudumuzu yitirmemek ümidiyle! 








4. Sincaplı Gece


          Yepyeni bir yazarla tanışmanın mutluluğunu yaşıyorum:) Tarzımın dışına çıkmak pek adetim olmasa da kitapların arasında gezerken, aaa ben bu kitabı idefix listelerinden hatırlıyorum deyip iyi ki aldığım kitap Sincaplı Gece. Yazar Cem Akaş bambaşka bir kurguyla yazmayı seviyormuş. Bu ilk tanışmamız ve sırada diğer kitaplarını almak var. Bilim kurgu vari bu kitabı okurken zaman zaman aklım karışsa da değindiği konularla günümüz teknoloji tutkunluğuna göndermeler yapıyor yazar. Kitabın kahramanı Emine bir uygulama tasarlar. Uygulamanın adı Mindyfo dur. Bu uygulama ile çekilen fotoğraflar bir siteye yüklenir. Yalnız bir sorun vardır. Artık çekilen fotoğraflarda gerçekte olmayan kişiler de belirir. Ve daha sonra bu beliren kişilerin aslında kayıp insanlar olduğu ortaya çıkar. Macera başlar..







5.  Farklı Ama Aynı


      Bu yazımda bir çocuk kitabına yer vermesem olmazdı. Canım çocuk kitapları.. Öyle güzel duygular barındırıyor ki her biri. Hele bide gereksiz yere öğüt vermiyorlar da, hayal gücünü açıyorlarsa. Tadından yenmiyor. Feridun Oral'ın her kitabı gibi bu kitabı da huzur dolu. Sürüde gezen keçilerden biri diğerlerinden farklıdır. Ayağı doğuştan sakattır. Diğerleri gibi doya doya kırlarda koşamaz. Diğer koşan kardeşlerine, arkadaşlarına hep uzaktan bakar, üzülür.. Bunu uzun süre dert eder oğlakçık. İçi buruktur, kalbi yaralı.. Ama annesi ona öyle bir güzellik yapar ki, o da artık diğerleri gibidir. Ayakları koşmasına engel değildir.. Çocuklarınıza engelli insanların aslında engeli olmadığını aşılayabileceğiniz mükemmel bir kitap.. Okumanızı tavsiye ederim.






Bu yazımda şimdilik bu kadar kitaba yer veriyorum. Yeni kitaplarla buluşmak ümidiyle. Tavsiyeleriniz varsa seve seve paylaşın. Her gününü doya doya yaşadığımız harika ömürlere. Mutlu mutlu tatiller:)

16 Nisan 2018 Pazartesi

Çocuk Kitabı: Maya'nın Ağacı





Maya'nın Ağacı


         Upuzun hatta çok uzun bir zamandan sonra herkese selamlar. Ben buraları öyle çok özlemişim kiii.. Yeniden başına geçince yüzümde güller açtı:) Yeniliklere alışma, düzene ayak uydurma, koşturmaca, geziler, ev, uğraşmaca derken çok ihmal ettim sevgili kitap yazılarımı. Tabii bu sırada çocuk kitapları okumaktan hiç vazgeçmedim, o açıdan içim rahat:) Ama bugün sizlere bahsedeceğim kitap eskilerden. Baharın gelmesiyle bizim de içimiz kıpır kıpır. Doğa öyle mis ki, her yer tazecik yeşilliklerle doldu bile.



O gün ruh haliniz nasıl olursa olsun, eğer dışarıda güneş varsa sebepsiz bir mutluluk doluyor insanın içi. Hele bide tam kışın çıkışına özlediğimiz o ılık havalar eklenince tadından yenmiyor. Dışarıda yürüyüşler, deniz havaları almalar başlıyor kendiliğinden, her zamankinden coşkuyla. Günleri çoğaltanlardan, her anın kıymetini bilenlerden olmak ümidiyle..





Tam da bu güzelliklere yakışacak bir konu olsun istedim ve geriye dönüş kitabımı         -Maya'nın Ağacı- olarak belirledim.

Maya mahallede bunca beton yığını arasında yükselen o ağaca görür görmez vurulmuştur. Sanki her zamankinden daha büyüleci bir ağaçtı bu. Öylece kala kaldı. Fıstık çamı ağacı. Bir gün ağaç, etrafı çok kirlettiği düşünülerek belediyeye şikayet edilir. Ve ağacı kesmeye gelirler. Maya bu duruma çok üzülür. Nasıl bir ağacın kesileceğini anlamaya çalışır. Bir ağaç neden kesilir ki? diye sorgular durur. Ve görevliler ağacı kesemesin diye nöbet tutmaya başlarlar. İlk nöbet görevi Maya'nın dedesinindir. Tüm mahalle olayı anlamak için ağacın etrafına toplanır. El birliğiyle fıstık çamı ağacı kurtulacak mıdır? Maya mutluluktan uçacak mıdır? :)

Gülümseten olaylarla dolu bu kitap Günışığı Kitaplığından. Yazarı ise Gökçe Ateş Aytuğ. Bir çırpıda severek okuduğum bu kitap, 4, 5 ve 6. sınıf öğrencileri için oldukça ideal. İnançları uğruna neler yapılabiliri göstermeyi hedefliyorsunuz şayet çocuklarınıza bu kitap size keyifli anlar yaşatacaktır. Yeşili sev, doğayı sev, hep çok sev!

Yeni bir kitapta görüşmek ümidiyle, sevgiler.. 

28 Şubat 2018 Çarşamba

Çocuk Kitabı: Karlar Altındaki Ülke



Karlar Altındaki Ülke


     Soğuk mu soğuk bir kış gününden, Şubat ayının son gününden herkese merhaba:) Yeni yılın iki ayını devirdik bile. Neler yaptık? Aklımızdakilere, hayallerimize ne kadar yaklaşabildik? Sormadan edemiyor insan. Umarım her şey gönlümüzce olur ve hayat bize göz kırpmaktan asla vazgeçmez;)


    Öğretmen olmanın en güzel yanlarından biri de sürekli bir çocuk kitabına rastlıyor olmak. Sınıf kitaplıkları, kütüphane, öğretmenler odası.. Çocuk kitaplarıyla dolu. Daha fazla kitaba ulaşabiliyor olmak beni çok mutlu ediyor:) Bugünün kitabı da işte bu saydıklarım arasından seçtiğim bi çırpıda biten hüzünlü, göz yaşartan, yürek burkan bir öykü.. Böyle olacağını tahmin etmemiştim. 








    Zaman zaman kendimizi yanlız, bulunduğumuz yere ait değilmişiz gibi hissederiz. Bu his çok başkadır. Kimsenin sizin gibi olmadığını hisseder, orda ne işiniz olduğunu sorgular durursunuz. Bu ırkçılık değildir. İşte kahramanımız Sergio kendini farklı hisseder. Sürekli tanımadığı, görmediği, bilmediği ninesine özlem duyar. Kurduğu cümleler öyle acıklıdır ki, her biri ninesine bağlanır. Acaba sen neler yapıyorsun ninecim? Seni hiç gördüm mü? Sen de kayak yapmayı sever miydin? sorularıyla ayrı bi hasret duygusu yaşar. Annesi babası onu çok sevmektedir. Ama Sergio'nun içinde tarif edemediği bir huzursuzluk vardır hep. En çok kayak yapmayı sever. Bir gün annesinin söylediği bir cümleyle sarsılır.

    - Benim hiç çocuğum olmuyor. Bir kardeşin olsun ister misin?


   O an bir cevap veremez. Arkadaşına durumu açtığında; nasıl yani sen nasıl oldun o halde? diye duyduğu cümle kafasına denk eder. Acaba ben evlatlık mıyım? Günlerce bu durumun etkisinden kurtulamaz.

   Gerçeği öğrenir. Evlatlıktır. Hisleri karmakarışık hale gelir. Uzak diyarlardan karlarla kaplı bir ülkeden annesi babası öldüğü için evlatlık edinilmiştir. Acaba kayağı bu yüzden mi çok sever? Kardeşi ile bambaşka bir yaşam Sergio'yu beklemekte midir? 

  Yapı Kredi yayınlarından çıkan kitap, 9,10,11 ve 12 yaş grubu çocuklar için ideal. Yazarı Lucia Tumiati olan kitabın çevirisi Filiz Özdem' e ait. Çizimleri de ayrıca çok sevdim. Farklı duygular yaşatan bu kitabı okumanız tavsiyemdir;)




  

19 Şubat 2018 Pazartesi

Etkinlik Önerileri (19 Şubat - 25 Şubat )




Etkinlik Önerileri


      Herkese merhaba:) yeniden bu haftanın etkinlik önerileri ile karşınızdayım. Genellikle kitap seçmem gerektiğinde elim hep en sevdiğim, okumaktan keyif alacağımı düşündüğüm tarzdaki kitaplara gider. Bu da zaman zaman tekrara dönmeme sebebiyet verebilir. Bu yüzden kitap okuma kulüpleri beni hep heyecanlandırmıştır. Ordaki seçilen kitapları okuyunca diyorum bak başka fikirler, başka hayatlar nasıl da iyi geliyor ruha. İşte benim bu paylaştığım etkinlikler de siz de aynı etkiyi yaratsın istiyorum. Sürekli kendi sevdiğimiz etkinliklerden ziyade farklı fikirler her zaman kafa açar:)

Paylaşım için bir günlük bi gecikmeyle karşılıyor olsam da sizleri haydi başlayalım;) Bakalım bu hafta sizlere ne önerilerim var? ;)






Tiyatro Oyunları


Gulyabani

KÜÇÜKÇEKMECE DEVLET TİYATROSU

23 ŞUBAT 2018 CUMA 20.00

Geçtiğimiz yıl izlediğim bu keyifli müzikalde yerinizde duramayacaksınız benden söylemesi.


Nora Bir Bebek Evi

HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESİ

21 ŞUBAT 2018 ÇARŞAMBA  20.30

Benim de önümüzdeki günlerde izleyeceğim bir oyun. Şubat ayına bilet almama konusundaki fikrimi bu oyunla bozmuş oldum. Merakla bekliyoruz;)


Şahane Züğürtler

KAĞITHANE SADABAD SAHNESİ

24 ŞUBAT 2018  20.30

Bu oyunla ilgili harika hatıralarımız var. Açıkhavaya aldığımız biletler yağmura mahkum olunca oyun iptal oldu tabi. Üzüldük, telafi oyuna gidemeyecektik çünkü. Ama ne yapıp ne edip oyunu bu sezonun başında izleme fırsatı buldum ve bayıldım. Rus asilzadelerinden bir aile batı ülkelerine sığınır ve beş parasız sürdükleri bu hayatta yaşadıklarını konu alır oyun. Defalarca izleyebilirim. Muhakkak bu oyunu izlemek için kendinize imkan yaratın.


Yedi Kocalı Hürmüz

TÜRKER İNANOĞLU MASLAK SHOW CENTER

21 ŞUBAT 2018 ÇARŞAMBA 20.30

Birce Akalay ve İlker Ayrık'ın başrollerini paylaştığı bu müzikal de izlenmeyi bekliyor bende. Oyun epey uzun sürüyor. Biletler Biletix'de.


Konserler


Mehmet Erdem

MOİ Sahne

21 ŞUBAT 2018 ÇARŞAMBA 20.30

Mehmet Erdem dinlemiyor olsam da ailemle bir arada olmak adına bu konserde yerimi alacağım;) Aile candır! 


Sertab'ın Müzikali

 UNİQ HALL

21 ve 23 ŞUBAT 2018 20.30

Son zamanlarda çok fazla denk geliyorum Sertab'ın oda müziğine. Çok keyifli geçtiği söylemler arasında. Fırsatınız varsa planlarınız arasında yerini alabilir.


Aşk Masalları

Judith Malika Liberman

KOLEKTİF HOUSE, LEVENT

20 ŞUBAT 2018 19.30

Yetişkinler de masal dinleyemez mi?:) sorusunun en haklı yanıtını bulacağınız harika bir akşam bekliyor olacak sizleri. Biz geçtiğimiz günlerde Kumbaracı50'de erdik bu şerefe ve unutulmaz iki masal anlattı bize Judith. O içtenliğiyle ve sıcacık haliyle sizi masalın içine sürüklüyor ve kendinizi görüyorsunuz uzaktan. Yanında müzik aletleri çalan arkadaşıyla ile her masala uygun besteler yapıp koreografi düzenliyorlar. Bu masal gecesi kaçmaz!

Madam Tussaud İstanbul

HER GÜN

Merkezi Londra'da yer alan, 250 yıllık tarihe sahip dünyaca ünlü Madam Tussaud İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesinde ziyaretçilerini bekliyor. Ünlüleri sanki canlı kanlıymış edasıyla interaktif bir şekilde geziyor olmak çok keyifli;)


Benden bu kadar. Önümüzdeki haftalarda görüşmek ümidiyle. Sevgiler;)

12 Şubat 2018 Pazartesi

Çocuk Kitabı: Rüya Üfleme Ustası



Rüya Üfleme Ustası


            Ufacık bir aradan sonra herkese merhaba. Bambaşka yollar peşinde olan bir ben varım bu aralar. Tanıdık işler ama değişik ortamlarla kaldığımız yerden devam değimiz günler. Dolayısıyla tüm vaktimi kendim planlayamadığımdan ne zaman vakit bulabiliyorsam o zaman yazıyor olacağım kitap yazılarımı:)


            Bu sefer kitabımı ne öneri ne de not ettiklerim arasından seçtim. Kitapçıda yine kitap arayışları peşinde koşarken ismine vuruldum:) İsmini okur okumaz hemen incelemeyi istedim ve çabucak aldım. Bu sabahta biraz erken hazırlandığımdan o arada okuma fırsatı da buldum. Sabahıma renk kattı diyebilirim. 


Yine güzel mesajlar barındıran bu kitabımız çok isteyince insanın her şeyi elde etmesi mümkün olduğu konusu üzerinde duruyor. Sadece ismi diye düşünsem de ben acaba kapağındaki Venedik resmine bayılmış olabilir miyim ki? ;) Kitabın içerisindeki resimlere ayrıca bayılacaksınız.





Yıllar yıllar önce İtalya'nın Murano adasında görkemli saraylar inşa edilmişti. Burda halk cam işçiliği ile uğraşırdı. Kahramanımız Zorzi Ballari'nin en büyük hayali ünlü bir cam ustası olmaktı. İşler hiçte umduğu gibi gitmez ve yanında çalıştığı cam atölyesinde sakatlanır. İşten kovulur. Bununla da kalmaz herkes onunla dalga geçer. İnsanlar uzun zaman Zorzi Ballari'den haber alamayınca onun gittiğini zanneder fakat durum hiçte öyle değildir. Zorzi gizli gizli geceleri atölyelere girerek cam işçiliğini öyle mükemmel incelikleriyle öğrenir ki.. Zorzi atölyede gizli gizli çalışırken bir çocuğa denk gelir ve onu yanına alır. Giacomo fakirdir, uyuyacak yeri yoktur. Zorzi ona camdan rüyalar üfler ve o gece Giacomo hayatının en güzel uykusunu uyur.

Zamanla Zorzi'nin ünü yayılır. Çocuklar artık rüya üfleyen Zorzi'yi istemektedir. Zorzi'nin ünü yayıldıkça yayılır. Eski ustası durumu farkedip Zorzi'ye zulüm mu edecektir yoksa o da bu durumu kabullenecek midir? ;)


1001 çiçek yayınevinden çıkan bu sıcacık kitabın yazarları Bernard Villiot - Thibault Prugne. Kitabın boyu da diğer kitaplara oranla daha büyük, okuma kolaylığı için düşünülmüş.  Yeni kitapla buluşuncaya dek. Sevgiler;)))

7 Şubat 2018 Çarşamba

Çocuk Kitabı: Yolculuk




" Gökyüzünde bizi takip ediyormuş gibi uçan kuşlara baktım. Kuşlar da aynı bizim gibi göç ediyorlardı. Onların yolculuğu da çok uzundu ama hiç sınır geçmek zorunda değillerdi. "



Yolculuk



     Çiçek gibi bir haftadan herkese selamlar:) günler, nasıl bu kadar hızla geçiyor anlam veremiyorum. Umarım her şey yolundadır. Ben bu aralar hayat yolculuğuma uzaktan bakıyor ve sadece izliyorum. Yakalayabilene aşkolsun:)



      Bugün hüzünlü bir hikaye var blogda. Kitabı elime aldığımda böyle bir yolculuğa çıkaracağını düşünmemiştim beni. Yazar Frances Sanna İtalya'da toplama kampında iki kız çocuğu ile tanışıyor. Uzun yıllar göç hikayeleri topluyor ve bu topladığı bilgiler, onu bu kitabı yazmaya zorluyor. Göç etmek zorunda kalmak ve sınırlara takılmak. Küçük bir çocuk bunu ne kadar anlayabilir ki?






     Her şey yolunda giderken, her şey mükemmelken bir gün savaş başlar. Savaş çok kötüdür. Küçük kız, kardeşi ve annesi babalarını savaşa yolcu ederler ve bir daha babaları geri dönmez. Annenin bir fikri vardır. Diğer arkadaşları da öyle yaptığından çocuklara başka bir ülkeye göç etmek durumunda olduklarını açıklar. Kızlar şaşırır. Peki orası neresi? Güvenli bir yer mi? diye sorarlar annelerine. Annesi onlara kitaplardan göstererek açıklar. Kızlar ikna olur ve ne eşyaları varsa hepsini toplayıp yola koyulurlar. 

   Yollar öyle hayal ettikleri gibi değildir. Adım adım ilerlemeye çalıştıkça varını yoğunu yollarda bırakmak zorunda kalırlar. Bu zorlu yolculuk ürkütür, korkutur. Sınıra geldiklerinde ise o istedikleri ülkeye geçemezler. Bunca gelinen yol boşadır. Küçük kızın gerçek anlamda hüzünle tanıştığı bu günlerde annesi bir yolunu bulur ve karşıya geçerler. O da ne? Kocaman bir deniz mi o? Karşıya nasıl geçecekler ki? Küçücük bir botla kimseye görünmeden karşıya geçmenin yolunu bulduklarında annelerinin şu sözleri asla akıllardan çıkmaz...


 " Ama hala birlikte olduğumuz için çok şanslıyız!"


      Şükür sebebi bir kitapla, çocuklarınıza güncel durumları açıklayabilir, konu üzerine detaylı bir konuşma yapıp çocuğunuz farkındalığını arttırabilirsiniz. Taze Kitap'tan çıkan bu kitabımızım çevirisi ise Zeynep Sevde'ye ait. Yeni kitapta görüşünceye dek hoşçakalın..

3 Şubat 2018 Cumartesi

Etkinlik Önerileri ( 5 Şubat - 11 Şubat )






Etkinlik Önerileri



       Selam herkese. Yine bir pazar günü etkinlik önerileri ile geldim. Bu hafta içi planlarınızı yapmadan, belki katkısı olur diye bir kaç etkinlik not ediyorum buraya. Umarım faydalı olur. Haftanızı bir öncekinden daha dolu geçirmeye ne dersiniz? Haydi ne duruyorsunuz? :)






Tiyatro Önerileri


Şehir Tiyatroları ile başlayalım. Yine biletler çok önceden tükendiğinden hala bileti olan ve benim de izleyip çok keyif aldığım iki oyun geliyor.



Martı

HARBİYE MUHSİN ERTUĞRUL SAHNESİ

7,8,9 ŞUBAT 2018 20.30


Benim Şehir Tiyatrolarında izlediğim en iyi oyunlardan. Dramatik olan oyun Anton Çehov'un. Sahne tasarımı ayrıca güzeldi. Oyuncular bir harika. Muhakkak bu oyunu izlemelisiniz!


Geç Kalanlar

GAZİOSMANPAŞA SAHNESİ

10 ŞUBAT 2018 CUMARTESİ 20.30


Yine soluksuz izlediğim oyunlardan. Konusu öyle anlamlı ki. İş işten geçmeden sevdiklerimizin kıymetini bilmemiz gerektiği konusu içtenlikle işlenmiş. Evliliklerini gözden geçiren çifti nelerin beklediğini muhakkak görmelisiniz!


Devlet Tiyatrolarından bir oyun gelsin şimdi de. Bu oyunu uzun zaman önce izlemiştim.


Yaşamak Denen Bu Zahmetli İş

KÜÇÜK SAHNE

6,7,8,9,10 ŞUBAT 2018 20.00  10,11 ŞUBAT 2018 15.00


Evliliklerinden sıkılan bir çiftin gerçekleri yüzünüze vuran dobra konuşmaları bir sorgulamaya dönüşür. Çarpıcı bir oyun. 1 perde, 1 saat 15 dk.


Shirley

KADIKÖY HALK EĞİTİM MERKEZİ

6 ŞUBAT 2018 SALI 20.30


Sanırım bir anne ve kızının birlikte izleyebileceği en keyifli oyunlardan. Geçtiğimiz hafta annemle birlikte izlemek kısmet oldu. İkimiz de oyun bittiğinde sevimli sevimli gülümsüyorduk. Eşi ile sorunları olan, çocukları almış başını gitmiş bir kadın. Önemsenmek, fark edilmek, sevilmek ve seyahat etmek istiyor. Tek kişilik oyunda Sumru Yavrucak'a zaman zaman şarkı söyleyen bir kadın eşlik ediyor. Sesi müthiş.




Bir Delinin Hatıra Defteri

TÜRKER İNANOĞLU MASLAK SHOW CENTER

7 ŞUBAT 2018 ÇARŞAMBA 20.30


Erdal Beşikçioğlu'nun sahnede devleştiği oyun geçen yılın enlerindendi bizde. Sahne tasarımı oyunu farklı bir noktaya taşımış. Aynı dönemde bir de bu oyunu Genco Erkal'dan da izlemiştik. İkisi de müthiş. Fakat bu oyunun sahnesi etkileyici.


Konser Önerileri 



BİFO ile bir Prömiyer

LÜTFİ KIRDAR ANADOLU AUDİTORİUM

8 ŞUBAT 2018 PERŞEMBE 20.00


Daha etkinliğe çok uzun zaman olmasına rağmen hemen tükeniyor Borusan Quartet'in biletleri. Hazır yeni konserlere yer vermişken ve bilet varken kaçırmamak gerek. Bende merakla izlemeyi istiyorum. Bilet için linki bırakıyorum.



Fatih Erkoç

CADDE BOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ

7 ŞUBAT 2018 ÇARŞAMBA 20.30


Türkiye'de caz deyince ilk akla gelen isim oldu Fatih Erkoç. Bu konseride diğer yakada olanlara gelsin. 


Etkinlikler 


Masterpiece Galata Resim - Film

MASTERPIECE GALATA 

5 ŞUBAT 2018 19.00

Bu etkinlikte yaklaşık 1,5 saat boyunca resim atölyesine katılıyorsunuz. Resim kursu değil. Resim yapmayı biliyor olmanıza gerek yok. Ama günün sonunda sizin de kendi yarattığınız sizden olan bir FİL resminiz oluyor. Zaman zaman tema değişiyor. Her defasında fil yapılmıyor. Bu haftaya denk gelen olduğu için bu şekilde. 



Turkcell Diyalog Müzesi Karanlıkta Diyalog

GAYRETTEPE METRO İSTASYONU

SAAT Sabah 10.00 dan 19.30 a kadar her yarım saate bir. Her gün


Görme engelli rehberle İstanbul turu atmaya var mısınız? Ama şartlar eşit sizde görmeyeceksiniz!!! Bu nasıl mı olacak? Bir saatliğine de olsa görme engellilerin yaşadıklarını hissedip, farkındalığınızı arttırmak hayata çok daha başka bir gözle bakmanızı sağlayacak. Çok etkilendim çıktığımda. Muhakkak ama muhakkak gidin!!!!


Bu haftalık paylaşacaklarım böyle. Umarım haftaya görüşürüz. Harika bir hafta sizinle olsun.. Sevgiler.