31 Ekim 2017 Salı

Ekim 2017 *




EKİM

     Kasım ayının ilk gününden herkese selamlar:) Planladığınızdan öte, dopdolu, yepyeni şeyler öğrenip sizi farklı noktaya taşıyacak insanlarla tanıştığınız harika bir ay olmuştur umuyorum ki Ekim ayı. Ben neler mi yaptım ? 




Dost Sohbetleri;

Benim için yeni ay yıllanmış dostlara kucaklamalarla başladı. Ne güzeldir hayatımıza değer katan o insanlar.. Keyifli muhabbetler, sıcacık hikayeler, mis bebek kokuları, yeni ev ziyaretleri, birlikte yeni mekan keşifleri.. Vedaha niceleri. Sık sık görüşmeseniz bile varlığını her daim hissedebileceğiniz dostlarınıza sıkı sıkı sarılın olur mu? 


Tiyatro;

Bu ay, yeni sezon başladı. Hem devlet tiyatroları hem şehir tiyatroları ve bir çok özel tiyatrolar perdelerini seyircileri için bir kez daha araladı. Sevdiğim etkinlikler arasında yer alıyor tiyatroya bileti almak ve biletini merakla aldığım oyunun geleceği günü beklemek.. :) Ayrıca tavsiyem; oyunları ön sıralardan izlemenin keyfine varmak isterseniz eğer, biletlerin satışa çıktığı ilk gün ve saati takip etmeniz. Devlet tiyatroları oyunun tarihine 13 gün kala saat 10.10 da bilet alımını açarken, Şehir tiyatroları ise; her ayın 19'unda yeni ay biletlerini satışa sunuyor. Aklınızda olsun;) 





Ben Çağırmadım ( Şehir Tiyatroları - Haldun Taner Sahnesi ) :

Yeni romanına konu arayan yazarın arkadaşları ile birlikte ruh çağırmasıyla başlayan olayları konu alan eğlenceli bir oyun. Haldun Taner sahnesini de görmek için bu sahneyi seçtim. Keyifli bir oyun.

Şahane Züğürtler ( Şehir Tiyatroları - Muhsin Ertuğrul Sahnesi ) :

Mükemmel oyunculukların sergilendiği, eğlendiren ve bir yandan ders veren akılda kalıcı bir oyun. Çar ve eşinin hizmetli olarak yaşadıklarını konu alıyor. Tavsiye ederim.

Saadet Hanım ( Şehir Tiyatroları - Reşat Nuri Sahnesi ) :

İzlediklerim arasından en çok etkilendiğim oyun diyebilirim. Mesleğimi anlatan bir oyun olması özelliği ile gözlerim dolu dolu izledim. Öğretmen bir annenin, bankadaki soygun sırasında  soyguncuların arasında oğlunun da olduğunu görmesi ile olaylar başlar. Çok beğeneceksiniz.

Hamlet ( Devlet Tiyatroları - Üsküdar Tekel Stüdyo Sahne ):

Bülent Emin Yarar'ın sahnede adeta devleştiği tek kişilik oyunu. Bilet bulmak zor. Saniyesinde tükeniyor. Hızlı davranın. Shakespeare etkileyiciliğinin, modern sahne tasarımıyla birleşip büyüleyici bir ambiyans oluşturmasına şahit olmak çok hoşunuza gidecek;)

Cehennem ( Devlet Tiyatroları - Üsküdar Tekel Stüdyo Sahne ) :

Daha bugün izlediğim oyunun konusu oldukça güncel. Sanal dünya ile gerçek dünya arasında gidip gelen ve izlerken kendinizi sorgulamanıza ve sonrasında konunun etkisini düşünmeye devam edebileceğiniz etkileyici bir oyun. Tavsiyelerimden.

Sunay Akın - Görçek

Keyifli sunumu ve engin bilgileriyle takdire şayan biri Sunay Akın. Oyuncak Müzesi ile ne kadar gurur duysak yetersiz kalır.. Sunay Akın'dan çok şey öğreneceğiniz bu etkinliği izlemek için daha ne bekliyorsunuz? :)

Purnima ve Sırlar Ormanı ( Devlet Tiyatroları - Küçükçekmece Sahnesi ) :

İlgi alanım olan çocuk kitaplarına ek çocuk oyunlarını da yazma kararı almıştım. Bu vesileyle izlediğim oyunu sizlere anlattığım yazımı okuyabilirsiniz.


Kitap Kargomda bu ay neler var?


Her ne kadar birikmiş kitaplarım olduğundan kitap siparişlerine ara verme kararı alsam da dayanamadım ve içinde en çok çocuk kitaplarının olduğu bi kargo hazırladım. Burda yazacağım harika, mis kokan kitaplarım var bol bol:)



*Nilay Örnek - Bütün İyiler Biraz Küskündür
*Judith Malika Liberman - Masallarla Yola Çık
*Judith Malika Liberman - Masallarla Terapi
*Dahiler Sınıfı - Steve Jobs
*Dahiler Sınıfı - Leonardo Da Vinci
*Dahiler Sınıfı - Einstein
*Sabahattin Ali - Üç Öykü
*Gemma Merino - Ağaca Tırmanan İnek






Eğitimler ve Söyleşiler;


GESS Turkey: Global Eğitim fuarında mesleki anlamda bana katkı sağlayacak eğitmenleri dinleme fırsatı buldum. Eğitimde noröbilim hakkında bilgi sahibi olmak öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini farketmeme sebep oldu. İyi ki ordaydım!


MATBEG Açık Uçlu Matematik Sorusu Yazma Eğitimi: İzmir'de günübirlik bir eğitimdi. Eğitime kabul edilmek beni ayrıca sevindirdi. Çoktan seçmeli sınavların yerini açık uçlu sınavlara bırakacağı önümüzdeki yıllar için kendi adıma epey fayda sağladım. 


Maker Faire 2017: Robotların ve kodlamanın önemini kavramak, bu işle uğraşanların ne gibi icatlar çıkardığını gözlemleyip, istifade edebilmek adına katıldığım fuardı. Her biri şahane eserlerdi! 





FujiFilm Fotoğrafçılık Workshop:  Sabah 10.30’dan akşam 16.00 ya kadar İstanbul’un en güzel yerlerini fotoğraflamayı, hem de bunu ücretsiz size dağıtılan makinelerle yapmayı ve bide bu çekimleri eğitmenlerle yapmayı kim istemez ? Bu workshop’u Fujifilm her cumartesi ücretsiz olarak düzenliyor. Haydi siz de vakit kaybetmeden kaydınızı yaptırın ve İstanbul’u bir de kendi fotoğraflarınızla görün ;)

Hande Çilingir - Girişimcilik Hikayesi: Girişimcilik hikayelerini dinlemeye bayılıyorum. Onların her bir cümlesi benim için ilham kaynağı. Tesadüfen denk geldiğim etkinlik, zorlu ulaşım koşulları, orda tanıştığım ve şahane hikayeleri olan insanlar birleşti ve o günümü unutulmaz kıldı. Hande Çilingir’e bir yerde denk gelirseniz muhakkak dinleyin! 

Judith Malika Liberman - Masallarla Yolculuk: Yaaaa böyle tatlı, böyle candan, böyle masalsı bir insan olabilir mi? ;) Nasıl güzel bi insansın sen Judith. Büyülü gibi. Masal gibi. Onu dinledikten sonra artık masal benim için bambaşka bişey. Yeni kitabını imzalatacağım günü iple çekiyorum;)


Yeni Mekan Keşfi:


Canım arkadaşım Ebru ile Fener-Balat turumuzdaki nice güzelliklerden biri Atölye Kafası Hangar keşfi. Aniden karşımıza çıkan ve bizi duvar grafitileriyle zaten çoktan mest eden bu kafeyi çok seveceksiniz. Her şey ahşaptan ve  her şeyi satın alabiliyorsunuz. Farklı atmosferi ve hoş müzikleri ile 
bu mekanı terk etmek istemeyebilirsiniz;)




Keyifli Uğraşım; Ebru


Çok uzun zamandır uğraşmayı istediğim ama vakit yokluğundan bir türlü başlayamadığım ebru hayalime bu ay itibariyle kavuşmuş ve hatta bir miktar da yol almış bulunuyorum:) Kitap tanıtım fotoğraflarıma kapak olan ebru çalışmalarımı izlemeye ve gelişimi gözlemlemeye devam etmeye ne dersiniz? :)


Güzel Anlar;


İzmir - Seferihisar seyahati:













İncesaz Konseri: Çok güzel bir ses Ezgi Köker. İncesaz ekibi.. O nasıl güzel müzik. Nasıl derinden etkiliyor insanı. Canlı canlı dinlemek hele bambaşka güzel. 





Karanlıkta Diyalog sergisi: Görme engeli olan biriyle İstanbul turu yapmayı hiç düşündünüz mü? Ama şartlar eşit. Siz de görmeyeceksiniz!! Ne çok zorluk yaşadıklarına şahit olduk ve artık daha dikkatli olma zamanı !

Fotoİstanbul - Sabit Kalfagil fotoğraf sergisi: 




Belgrad Ormanı Yürüyüşü: 





Ben Ekim ayına bunları sığdırabildim. Daha çok öğrenip, öğrendiklerimi daha çok hayatıma aktarabilmek hedefim. Hiç bir şey daha fazlasını yapabilmemize engel değil. Buna eminim. Fayda sağlayabildiysem ne mutlu bana. Haydi Kasım, bambaşka sürprizler ve güzelliklerle gel;) 




27 Ekim 2017 Cuma

Çocuk Kitabı: Sarıldığımız Gün





" Ekin ile babası sıkı sıkı, sımsıkı, saniyelerce sarıldılar. -Büyülü bir an- diye içinden geçirdi babası."




Sarıldığımız Zaman



    Selamlar herkese. Sıcacık bir öykünün yazısı ile karşınızdayım:) kitabın ismini görür görmez ısındım ona ve hemen alıp okumak istedim. Emindim okurken hikayenin beni böyle içine alacağına. Sizlere de bu sıcaklığı göndermeye ne dersiniz?:)


    Bazen hayatımızda öyle günler vardır ki, kendimizi başarısız, işe yaramaz, çok öfkeli hissederiz, kimsenin bizi anlamadığını ve çok yalnız olduğumuzu düşünürüz. Ve bu anlar öyledir ki; ısrarla o anda kalmak ve sonsuza kadar mutsuz olmak için sanki bataklığın içine doğru çekiliriz. Ve nasıl bir ironiyse düzelmesini de istemeyiz. İşte böyle anlarda sarılmanın sihirli bir gücü olduğuna inanmak, ona sığınmak en büyük çıkış kapılarımızdan biri haline dönüşebilir. Sevdiğimiz insanları hatırlamak ve onların varlığı için şükretmek böyle anların çabucak silinmesi ve  kendimizi iyi hissetmemiz için en güzel sebep değil midir?





    İşte Ekin böyle bir günde en çok annesinin ona sımsıkı, koşulsuz ve içten sarılmasıyla yenilenir. 
     

    Ekin güne korkunç bir rüyanın etkisiyle başlar. Huzursuzdur. Belli ki bugün kötü geçecektir. Okula isteksiz gider. Onu okulda kötü bir sürpriz beklemektedir. Matematik dersinden sürpriz bir sınav vardır. Zaten güne kötü başlayan Ekin, soruların hiç birini çözemez ve sınıftaki en kötü ikinci notu alır. O gün geçmek bilmemektedir. Diğer ders öğretmenleri bir hikaye yazmalarını ister. Ekin öyle güzel bir hikaye yazar ki öğretmeni tüm sınıfın içine onu gururlandıracağına bu hikayeyi sen yazmış olamazsın diye yargılar. Ekin çok ama çok üzülür. Bugünü belli ki hiç unutmayacaktır. Bide gün sonunda Emre'nin topu Ekin'in sırtına gelince tam olur ve Ekin ağlamaya başlar.. Annesi kapıdan içeri girer girmez daha durumu farkeder ve hemen Ekin'le konuşmak ister. 

"Herkesin moralinin bozuk, başarısız olduğu zamanlar olur ve hatalar yapar. Bazen olabilir böyle şeyler. "

diyerek kızını teselli eder ve sımsıkı sarılırlar. İşte o an Ekin büyülü bir anda olduğunu hisseder. Sarılmak ne güzel şeydir!! Babası, annesi ve Ekin hep birlikte harika bir akşam geçirip keyifsiz başlayan ama musmutlu biten güne veda ederler.

   
   Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan Görkem Kantar Arsoy'un kitabı 6-7-8 ve 9 yaş grubu çocuklarına hitap ediyor. Çizimler ise Mert Tugen'in. Çocuklarınızla ailenin gücünden, koşulsuz sevgiden ve hayattan konuşacaksanız eğer bu kitap size yol gösterebilir. Kitabı birlikte okumanın ardından bu konular üzerine şahane bir sohbet edebilirsiniz. 


    Üzülmek, yenilmek, kırılmak hep bize ait duygular. Bunları hayatımızdan ayrı düşünemeyiz. Olacaklar elbet. Önemli olan bu duygularımızın bizi ele geçirmemesi. O yüzden hazır fırsatımız varken hep sarılalım, çok sarılalım. Hissettirelim bu güzel duyguyu sevdiklerimize, onları ne çok seviyoruz bilsinler sarılmanın gücü sayesinde.. İyi ki sevdiklerimiz yanımızda! Haydi şimdi herkes yanındakine sarılsın:) sevgiler!



22 Ekim 2017 Pazar

Çocuk Oyunu: Purnima ve Sırlar Ormanı





Purnima ve Sırlar Ormanı


      Herkese selamlar:) Bu sefer bir çocuk oyunu paylaşımı ile karşınızdayım. Çocuklarla ilgili her şey öyle hayatıma girdi ki, onlara ait kitaplar, oyunlar, belgeseller, aktiviteler, vb. . beni çok mutlu ediyor. Acaba ne öğrenebilirim diye merakla inceliyor, keyifle araştırıyorum. Vakit buldukça da çocuk oyunları izleyip, sizlerle paylaşacağım. Haydi başlayalım;)






      Öncelikle ilk kez bir çocuk tiyatrosuna gitmiş biri olarak şunu söylemeyelim, ortam cıvıl cıvıl ve rengarenk. Biz yetişkinler çok renksiziz onların yanında:) oyun boyunca hep bir ses hali tabi ki. Oyuncuların konsantreleri bozulmuyor mu acaba diye düşündüm ama onlar alışmış olmalılar bu duruma. Buna hazır çıkıyorlar sahneye belli ki. Oyuncular çok hareketliler ve işlenen duyguyu çocuklara vermek adına ciddi çaba sarfediyorlar. Veeeee kesinlikle çocukları çok ama çok eğlendiriyorlar;)

 

   Oyunumuzun kahramanı bir hint prensesi Purnima. Purnima sonsuz güzelliğin peşinde. Bir gün arkadaşı ona Wenteka dağlarının ardındaki Indra nehrinin suyundan içerse sonsuz güzelliğe kavuşacağı bilgisini verir. Bunu duyan Purnima çok sevinir ve kendini Sırlar Ormanında bulur. Bu ormanda kelebekler, sincaplar, filler arkadaşı olur. Her birinin hayat hikayesini dinler. Onların kalplerindeki güzelliği görür. İyi insan olmanın, insanları sevmekten geçtiğini farkeder. Hayvan dostları ona ibret alacağı hikayeler anlatır. Purnima bu yolculuğun sonunda nehre ulaşır ve suyu içer. Purnima sonsuz güzelliğe kavuşmuş mudur dersiniz ? Acaba güzellik diye aradığı şeyi bulabilmiş midir gerçekten ?




     İçinde keyifli dansların yer aldığı oyunu izleyen çocuklar çok mutluydu. Yaşları gereği kötü karakterlere karşı o kadar acımasızlardı ki o karakterlerin hazin sonlarına hunharca güldüler hep:) 55 dakika süren oyunu Devlet Tiyatrosu oyuncuları profesyonel bir şekilde sergilediler. Bilet almak için www.devtiyatro.gov.tr yi ziyaret edebilirsiniz. Çocuklarınıza renkli bir hafta sonu armağan etmenin en güzel yollarından biri tiyatrolar. Biletler tükenmeden etkinlik planlarınıza eklemeniz tavsiyemdir ;) yine bir oyunda görüşelim bence sevdim ben bu işi çünkü;) sevgiler...




17 Ekim 2017 Salı

Çocuk Kitabı: Yaratık Öğretmen



" sınıfta kontrolden çıkan bir şey var ve bu kez öğrenciler değil.. "




Yaratık Öğretmen


        Herkese merhaba:) haftanın ortasına doğru yol aldığımız şu vakitlerde yazımı yazmadan uyumak istemedim. Kendi adıma dopdolu bi günü geride bıraktım ve gelecek günlerin neler getireceğine dair planlar yapmaktayım. Sizler de durumlar nedir?

                      Bugün bambaşka bir kitaptan bahsedeceğim sizlere..

       Bu kitabımız diğerlerine oranla oldukça farklı. Komik mi demeliyim:) Domingo Yayınevi ne çıkarsa hemen alıp okuyayım istiyorum. Diğer çocuk kitaplarından farklı olarak, çocuklarda bir başka bakış açısı oluşturmayı hedefleyen çevirilere de hep bu yayınevinde rastlamak mümkün. Yine daha önce sizlerle paylaştığım "Bilim Tavşanı Şarlot" unda yayınevi Domingo. Hatta şu aralar taze çıktı bende hemen kitap sepetime ekledim. 3 güzel insanın; Steve Jobs, Leonardo Da Vinci ve Einstein ın hikayelerini çocuklar için özel yayınladı. En kısa zamanda sizlerle yazılarını paylaşacağım.

    
      Yeni nesil çocuk kitaplarında artık o gözümüze soka soka öğütler veren kitaplar tercih edilmiyor. Öyle her çocuk kitabı illa bir şey öğretecek diye bir kural da yok hem. Sadece eğlendiriyor olması da o kitabın alınması için bir sebep bence. Artık çocuk kitabı yazarları bu düşüncede. Ve bende sonuna kadar destekliyorum.





Haydi bakalım Yaratık Öğretmen neden bahsediyor ?



   Jake'i yeni sınıfına başlamanın heyecanı sarar. İlk gün müdüre hanımın kapısının önünde kayıt için beklerken onunla birlikte başka biri daha bekler. Ve Jake öğrenecektir ki bu yeni sınıfının yeni öğretmeni Bay Hyde 'dır. Tüm sınıf Bay Hyde'ı çok sever. Çünkü o bambaşka bir öğretmendir. Dersi eğlenerek işler ve çocuklar derste dileği gibi hareket edebilirler, özgürlerdir. Ama bir sorun vardır. Müdüre hanım "Kurucular Günü" için 5-B sınıfından bir gösteri beklemektedir. Sınıf koro şeklinde müdüre hanımın yazdığı kurallar şiirini okumak zorundadır. 5-B müdüre hanımdan nefret eder. Çünkü onun hep kuralları vardır. Tam tamına 145 tane. Bay Hyde yeni gelmesine rağmen müdüre hanıma söz verir ve yarınki gösteriye hazır olacaklarını belirtir. Her şeyin çok yolunda gittiği bir derste öğrenci Barnaby, Bay Hyde'ı öyle bir kızdırır ki, öğretmen kıpkırmızı kesilir, parlar veeeeee bir yaratığa dönüşür. Herkes ama herkes şok olur. Bu durumdan kimsenin haberi olmamalı. Yoksa müdüre hanım Bay Hyde'ı kovar. Ve Bay Hyde kovulursa eski sıkıcı öğretmenleri geri gelecektir. Asıl macera şimdi başlar. Bakalım 5-B nin dört öğrencisi Jake, Nora, Woodstock ve Barnaby'i sevgili öğretmenlerini kurtarabilecek mi? 

 



    Bu aralar biz biraz eğlenmek istiyoruz diyorsanız bu kitap tam sizlik;) Başka kitaplarda buluşmak dileğiyle. Hoşça kalın;)



10 Ekim 2017 Salı

Çocuk Kitabı: Küçük Cadı Şeroks



     "Hiç bir şey rastlantı değildir; her şeyin bir nedeni vardır. Tıpkı senin buraya gelmenin bir nedeni olduğu gibi. "


Küçük Cadı Şeroks


        Haftanın ikinci gününden herkese merhaba. Havaların hala güzel gittiği bu günleri çok özleyeceğiz. Sırf bu yüzden her nereye gideceksem yürüyerek gitmeyi tercih ediyorum. Sonraları çok üşüyeceğiz, bunu hissediyorum:)

  
     Yepyeni bir kitabım var yine. Canım Sibel Hoca'mın tatlış kızı Ayşe Melek elinden bırakamamış, çok keyifle okumuş. Onun güzel tavsiyesi üzerine hemen alıp incelemek istedim ve tabi ki bende en az Ayşe Melek kadar bayıldım.


    Kitabımızın yazarı Aslı Der, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümü mezunu. Kitabında da felsefenin derinliklerini görmek mümkün haliyle. Çok renkli ve keyifli bu kitabı okurken zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varmadım diyebilirim:) Bu fantastik hikayenin büyüsüne kapılıp, çocuklardaki etkilerini hayal edip durdum. Eğer bir çocuk olsaydım neler hissederdim-i düşündüm. Beni Süsler Ormanı acaba nasıl etkilerdi ? Ya da Dağ Keçisi Lokta'nın görünmezlik sütü beni hangi hayallere sürüklerdi? Masallar Ülkesi'nin küçük sevimli cadısı bende olabilir miyim diye düşünen çocuk var mıdır? Bunlar geçti hep aklımdan. Onların hayal dünyalarındaki zenginlik biz yetişkinlerin asla erişemeyeceği kadar büyük.. Bunu görmezden gelmek düşünülemez.






   Ayrıca Aslı Der'i araştırırken Günışığı Kitaplığı'nın düzenlediği edebiyat konferansındaki konuşmasına denk geldim. Muhakkak yazıyı okumanızı tavsiye ederim. Linki paylaşıyorum.   

   3 kitaptan oluşan serinin ilk kitabı Küçük Cadı Şeroks. Bu beni mutlu etti. Çünkü diğer kitaplarda macera devam ediyor. Okudukça onlarda da bahsedeceğim sizlere.


     Kitabımızın konusu;


    Masallar Ülkesi'nde yeni masal üretilemez olmuştur. Bu duruma canı sıkılan Prens Hortim olaya el atar ve Şeroks'u huzuruna çağırır. Derhal onu dayısı Gonci'nin yanına Dünya'ya yeni masallar bulması için gönderecektir. Sevimli küçük cadı Şeroks bu duruma çok şaşırır ve hiç gitmek istemez. Ama yola çıkmak zorundadır.  İlk durak; Süsler Ormanı.

    Süsler Ormanı mükemmel bir yerdir. Rengarenk çiçekler, dost canlısı hayvanlar ve sıcacık bir atmosfer. Orayı herkes çok sever ama kibirli ve isteksiz Şeroks neden burada olduğunu sorgular durur. Tavşan Ozzi, yaşlı fil Pifona ve cüce adam Tilon ona öyle güzel bir ders verecektir ki, Şeroks hayatta her şeyin bir amacı olduğunu farkedecek ve belki de onun için önemsiz olanın aslında karşındakinin hayatını kurtarabilecek kadar kıymetli olacağını idrak edecektir. Süsler Ormanından, hem kendini geliştirerek ayrılıyor, hem de Masallar Ülkesi için masallar toplayarak..


   Şeroks, ikinci durağı Sabırsızlar Köyü'nde ise görünenin kişiyi yanıltabileceğini, olayı anladıkça aslının öyle olmadığını ve her zaman daha mantıklı bir yol olduğunun farkına varacaktır. Ve kendi bulduğu çözüme hayran kalarak, sıradaki durağı olan Büyük Kent'e gitmeye hazırdır. Buradaki arkadaşları dağ keçisi Lokta ve dev Kordora'dır.

 Son durak, Büyük Kent yani Dünya. Macera biter mi hiç? En keyifli olaylar bu bölümde yaşanıyor ve Şeroks burada dayısı Gonci'yi buluyor, Artavil'le tanışıyor. Sonunda Prens Hortim yaşananlardan mutlu olmuş mudur dersiniz? :) 








   Gülenay Börekçi, Aslı Der ile röpartajında " Onların Harry Potter'ı varsa bizim de Şeroks'umuz var." demiş. Çok haklı. Diğer iki kitabı da okuyup seriyi tamamlamak için sabırsızlanıyorum. Sizlerden de gelecek tavsiyeler olursa memnuniyetle okurum ve keyifle paylaşırım. Daha çok öğrendiğimiz nice güzel yarınlara.. Başka bir kitapta görüşmek üzere. Keyifli okumalar :)

Yazının bonusu bu şarkıyla yazıya veda :)



7 Ekim 2017 Cumartesi

Çocuk Kitabı: Beyoğlu Macerası


       Beyoğlu Macerası


                   Herkese merhaba. Ekim ayının ilk kitabıyla karşınızdayım. Bu kitabı sepetime eklerken böylesine keyifli bir kitap geleceğini ummuyordum. Vaaaauvv oldum:) Macera dolu, okurken eğlendiren, bir yandan da öğreten kitapları bulduğumuzda onları hemencik kucaklıyoruz:) Bu da onlardan biri. Sara Şahinkanat'ın daha önce iki kitabını yazmıştım sizlere. Yazarı o olunca tabi kitabın zaten kötü olması beklenmiyor:) 

   





                Kahramanımız bir bilgi avcısı. Yani bir tür ajan veya dedektif gibi bişey. İsmi Sinan. Maceraya sevgili köpeği Gezgin ile çıkıyorlar.. Onların çözmeleri gereken birtakım görevleri var ve belli başlı şifreleri çözerek görevi tamamlamaları gerek. Bir mektup gelir ve içinden bir harita çıkar. Şifreli mesajların olduğu harita bilin bakalım nerenin haritasıdır? Evet evet doğru tahmin ettiniz. Beyoğlu. Sinan ve Gezgin şifreli mesajları çözerek, haritada gitmesi gereken yerlere giderek oranın tarihi hakkında bilgi sahibi olurlar ve eğlenerek öğrenirler. Yol boyunca peşlerine takılan Şifre Korsanları da hikayemize renk katar.


      Kitapta geçen tarihi mekanlar şöyledir; 

* Taksim Meydanı
* Rumeli Pasajı
* Galatasaray Hamamı
* Hacı Abdullah Lokantası
* Çiçek Pasajı
* Balık Pazarı
* Galatasaray Lisesi 
* Saint Antoine Kilisesi
* Markiz Pastanesi ( en sevdiğim:) )
* Botter Apartmanı
* Galata Mevlevihanesi
* Tünel
* Ve Galata Kulesi





     Bu kitabı okurken tüm bu yerler hakkında aklımda yer edecek öyle güzel bilgiler edindim ki.. Okurken kendinizi oralarda geziyormuş gibi hissediyorsunuz, ama İstiklal Caddesinin şimdi ki halini düşünürsek keşke hep öyle kalsaymış diyerek iç geçirmeden de edemiyorsunuz. :(

   Kitabın içinden maceradaki şifreleri çözmeye yarayan karton bir anahtar da çıkıyor. Çocuklarınıza kitap okurken bir yandan da onlarda merak uyandırmak ve analitik düşünmelerine katkı sağlamak isterseniz fazlasıyla önerebileceğim bir kitap size. Devamı gelsin istedim bu serinin. Bu güzel yazarlar hep yazsın, bu yetenekli çizerler hep renklendirsin çocuk kitaplarını.. 

   Kitabın sayfalarına dikkatli bakarsanız çizimlerin arasında sürpriz sanatçılara rastlayabilirsiniz. Benden söylemesi:) çizimler ise Ayşe İnan Alican'a ait.

 Büyüklerin bile faydalanacağı bu keyifli kitabın yazısı da burda son bulsun. Başka kitaplarda görüşmek dileğiyle. Hoşça kalın :)