27 Eylül 2013 Cuma

Mekan: Bende hep MARKİZ



                                  


                            
                                     ESKİ ADI MARKİZ YENİ ADI YEMEK KLÜBÜ

                  Merhabalar.. Aslında uzun zamandır aklımda olan ama bir türlü sıranın oraya gelmediği, İstiklal Caddesinin bende vazgeçilmezi bir mekanla karşı karşıyasının bu yazıda. Yine sizi güzel güzel tarifler, karnı tok olanları bile acıktıracak güzellikte fotoğraflar ve mis gibi fettucini alfredo tadında anlatımlar bekliyor. Hazır olun ve kendinizi yazının tadına bırakın:)


                                   
          

      İstiklalin sonlarına doğru, Asmalımescide gelmeden, Terkos pasajını geçtikten sonra sağda kalıyor bu öncelerin Markiz Pastanesi şimdinin ise Yemek klübü. Öncelerden yani hala Markiz Pastanesi iken  Atilla İlhan'ların severek geldiği, en güzel şiirlerine yoldaşlık ettiği bi mekanmış burası. Tarihi atmosferini daha içeri girer girmez hissedeceksiniz zaten. Çinileri çok uzaklardan taşınmış buralara gelmiş ve hatta 3 tane kadın motifli çini olması gerekirken, bitanesi yolda gelirken kırıldığından, onun yerine boylu boyunca bir ayna konmuş. Zaten insan bu çininin 3.sü nerde diye demeden edemiyor:)

 
 
 
 
2 katlı bi mekan burası fakat 2. katı bana hiç Markiz'miş gibi gelmiyor. Orası daha günümüzü uygun haliyle, sanki sonradan yer olmadığında gelinsin diye yapılmış gibi. O yüzden o katta olmak hiç Markiz'e gelmiş hissi vermiyor insana.
Markiz'de yer bulmak hele hele de şu son yıllarda oldukça sıkıntılı. Özellikle de öğle ve akşam yemeği saatinde. Fiyatları da oldukça uygun.
 


           
    Taksim'e ne zaman gidersem, muhakkak Markiz'e uğramak istiyorum ve orda vakit geçirmeyi çok seviyorum. Yemeklerini, ordaki hoş sohbetleri, çayını hep keyifle anıyorum gün sonunda. Uğramadan geçmeyin! :)

 





20 Eylül 2013 Cuma

Ajandama Not





                                                                         EYLÜL..



                      Upuzun, dopdolu bir tatilin ardından aylardan yine Eylül.. En sevdiğim ay Eylül.. Belki de bu ay da doğduğum için. Hep farklı heyecanlarıma ortak olduğu için belki de. Bilinmez.. Ama bir gerçek var ki artık yola koyulma zamanı:) İşte tüm bunların yanında bol dinlenmeli, bol gezmeli ve mutluluk dolu bi yaz geride kaldı. Artık yepyeni planlar yapıp onları hayata geçirme zamanı.


 
 



                   Yaklaşık iki yıldır bir ajandam var ve gelecek planlarımı ona not edip, ardından gerçekleştirdiğimde planın yanına tick işareti koymak en büyük keyiflerimden. Yerinde saymadığımın, her günün anlamlı olup benim de bunun kıymetini bildiğimin en büyük göstergesi gibi hissediyorum ve bu beni mutlu ediyor:) Görmeyi istediğim, merak ettiğim yerler.. Satın alınacak ve hemen ardından okuma listeme dahil olacak dergiler, kitaplar.. Öğrencilerim için gerekli olan notlar.. Hepsi ajandam da yazılı. Önünüzü görmeniz açısından size de tavsiye edebilirim bunu. İşte tüm yaz boyunca pek dolmadı bu ajanda ve artık sayfalarını aşındırma zamanı Eylül'le birlikte..
          


               
 
 
Bu yaz erken veda edeceğe benziyor.. Buda bende artık kitap okuma saatlerinin yanına bitki çaylarının da eşlik edeceği anlamına geliyor:) Annemin meşhur karışımlarından demleme bitki çaylarımız pek lezizdir. Fazlaca yakışır kitaplarımızın yanına. Kitap demişken şu aralar Uçurtma Avcsının da yazarı Khaled Hosseini' ye sarmış bulunuyoruz. Son kitabı da çıkmış ve doğum günü armağanım olarak kız kardeşimden geldi bile..
 
 

 
 
     
 
Ardından İstanbul Modern'de Turgut Uyar'ın aynı adlı şiirinden uyarlanmış harika olduğunu okuduğum  "Göğe Bakma Durağı" adlı sergi merak ettiklerim arasında. Listede baş sıralarda.
20 Ekim'e kadar sergi devam ediyor.

     
            
 
 
 
 
Tiyatro.. Çok severim izlemeyi, bayılırım hatta. Ayda bir kez gitmeli bence herkes. Koca yaz sezon açılsa da güzel bi oyun izlesek diye dedim durdum ve İbb Şehir Tiyatroları programını açıklamış. Ekim başı oyunlar sergilenmeye başlıyor. Ama bize en yakın olan Reşat Nuri Sahnesinde oyun yazılmamış bu üzücü bi haber.. Programı incelemek için.
 
 
 
 
Gezi listem hep ama hep kalabalık, bilen bilir:) Muhakkak gitmeyi istediğim bi mekan, havasını solumak istediğim bi yer hep vardır. Havalar iyice soğumadan Zeyrek Sokaklarını keşfe çıkmak gibi bi niyetteyim. Her türlü tavsiyeye açığım:)
 

 
 
Bunlar benim hayata tutunmak için küçücük nedenlerim. Bunlarla hayat daha anlamlı. Neden sizin de olmasın ?