23 Ağustos 2013 Cuma

Bozcaada Günlüğü






                                                      GÖRDÜĞÜM EN GÜZEL YER
                                                                      BOZCAADA



          Görmeyi en çok istediğim yerlerdendi Assos ve Bozcaada. Bir gün anneme tam da bu istediğimi anneme iletirken "Neden toplanıp gitmiyorsunuz ki?" cümlesini duyunca ben hemen plan program yapmaya koyuldum mutlulukla:) Şu an bulunduğumuz konum itibari ile de (Edirne-Eriklideyim) Bozcaada ulaşmak İstanbuldan gelmekten çok daha mantıklı olacağı için burdan gitmeyi tercih ettik. İstanbul Bozcaada arası yaklaşık 6 saat sürmekte. Biz burdan 3.5 saatte ulaştık oraya. Öyle merak ediyordum ki oradayken yaşayacaklarımı yolculuğu bile heyecan verici geçti bana. Ulaşım açısından aracınızla gitmeniz daha mantıklı olacaktır adaya. Çünkü görülmesi gereken yerleri minibüse taksiye ücret ödemeden rahatlıkla gidebilirsiniz. Bizim öyle bir şansımız olmadı:) İstanbul Seyahat ile Keşan-Geyikli arası yolculuğumuz başlamış bulundu artık. Hemen hemen 3 saat sürüyor. Yolculuk keyifli. Yollar düz, sıkıntısız. Hatta gün doğumunu Eceabat-Çanakkale feribotunda izledik sıcacık çayımızla o da ayrı bi keyifliydi. Gün ağarınca da 1 saatlik bir yoldan sonra artık Geyiklideyiz. Çanakkale'den direk Bozcaadaya kalkan deniz otobüsleri de varmış fakat biz onun saatine yetişemediğimizden böyle bir güzergah tercih etmek durumunda kaldık. Geyikli'de iner inmez, her tam saatler olan( sabah 8,9,10.. ), öğrenci fiyatının 3tl olduğu, yaklaşık yarım saat süren Geyikli-Bozcaada arabalı vapuruna bindik ve artık Bozcaadadayız:)
  
 
 
 
Kalacağımız yeri bir kaç gün önce internetteki araştırmalarımız sonucu bulduk. Öyle memnun kaldık ki pansiyonumuzdan bulduğumuz bulacağımız en güzel yer diye söyledik durduk kendimize. Cavit abinin babacanlığı, Zeynep ablanın muhteşem kahvaltısı envai çeşit reçelleri (kabak,karpuz,domates,nane,dut..) hiç ama hiç aklımızdan silinmeyecek. Adı Akdeniz Pansiyon. Ve biz Cavit abinin de indirimleriyle kişi başı oda ve kahvaltı 55tl ye konakladık. O hizmeti, o muhteşemliği fazla fazla karşılar. Manzara muhteşem, kahvaltısı harika ve odamız tertemizdi.
 
 

 
Akdeniz Pansiyon'nun terasından manzara
 



 Manzaramız 
 
 Muhteşem manzaraya karşı, güzel kahvaltımızın ardından artık adayı keşfe hazır durumdaydık. Eşyalarımızı koyduğumuz gibi başladık turumuza. İstediğimiz sokaktan girdik, bir diğerinden çıktık. Biri değil tüm sokakları muhteşem adanın. Şirin mi şirin kafeler, entel takılan restaurantlar.. Öyle güzel ki ada, öyle şirin ki her yeri. Muhakkak gelmeli, görmeli herkes.
 
                                                           Adadaki en beğendim ev


 
Meşhur Asmaaltı.
 
 
 
Sokaklarda kendimizi kaybettikten sonra, adayı daha da iyi anlamak, geçmişi hakkında fikir sahibi olmak adına ilk durağımız Bozcaada Müzesi oldu. İyi ki de öyle olmuş buda size tavsiyemdir. İlk müzeyi görün, ordaki tatlı amcanın anlattıklarını dinleyin. Adada hem Rum mahallesi hem de Türk mahallesi. Zaten evlerin mimarisinden farkediliyor. 1900'lerdeki fotoğraları, eskiden yaşayan Rumların eşyaları, fotoğrafları, Osmanlı zamanında Bozcaada şeklinde bölümlere ayrılmış biçimde sergileniyor müzede.
 
 
 
 
 
 
 
Müzede sergilenen temsili rum mutfağı
 
 
Müzenin tam karşısında, ilginç bi kafede mola verdik. Adı Bakkal. Mekan kadar çalışanları da farklı, özgün. Buzlu Latte içtik. 8tl. Çok sevdik. Tavsiye ederiz. Bizi kendimize getirdi. Yenilendik.
 
 
 

Bakkal Kafe
 

Soğuk Latte
 
Adada denize girilecek yerler kuzeyde kalıyor. Yerleşim yerinden biraz uzak. Minibüslerle 3tl ile Ayazma plajına, Habbele plajına ulaşabilirsiniz. Eğer arabanız varsa Akvaryum koyuna da gidilmeliymiş fakat bizim aracımız olmadığından göremedik koyu. Deniz muhteşem. Pırıl pırıl, cam gibi. Ama aşırı soğuk.Alışmak mümkün değil:)
 


 

Ayazma Plajı
 
 
Akşam yemeği için en çok alternatif balıktan yana. Ama balık sevmeyenler için zeytinyağlı ev yemekleri mevcut. Assos'da da olduğu gibi burda da Kabak Çiçeği Dolması ve Börülce meşhur. Tüm bunların yanına Ada mantısı ve Gözleme de tercihleriniz arasında olabilir. Balıkta muhakkak indirim isteyin!
 
 

Kabak Çiçeği Dolması
 
 
 
 
 
 
 

 
 
Ada'da damla sakızı çok ünlü. Damla sakızlı dondurmalar, Türk kahveleri en çok tüketilenler arasında. Bu bilgilerin ışığında yine adada en çok beğendiğim mekanlardan biri de Çiçek Pastanesi oldu. Çok hoş bi mekan, huzur dolu bi yer daha Bozcaadada. Uğramadan dönmeyin, damla sakızlı dondurmasını tadın!
 
 

 
 
 
 
Ada Kafe'de gelincik şerbetinin tadına baktık. Bu kafenin adaya armağanıymış. Tadı çok güzel. Buz gibi.
 
 
 
 

 
Veee son durağımız Bozcaada Kalesi. Adaya daha vapurla gelirken, ilk burası karşılıyor bizi tüm güzelliğiyle. Gecesi bambaşka güzel buranın, gündüzü bambaşka. Ada muhteşem, büyüleyici, görülmeye fazlasıyla değer.
  Neresi ünlüyse gittik, nesi meşhursa tattık, nesi alınacaksa aldık Bozcaada'dan:)
 
 

 

 
 

 
 
Hiç ayrılasımız gelmedi Bozcaada'dan. En kısa zamanda yeniden gelebilmenin hayallerini kurarak veda ettik adaya ve rotamız ASSOS..
 

11 Ağustos 2013 Pazar

Kitap: Ahmet Ümit BEYOĞLU RAPSODİSİ





                    
                                    
                                          AHMET ÜMİT BEYOĞLU RAPSODİSİ

                       
Şu sıralar tam da Ahmet Ümit'in kitapları eleştirilirken yazarın yakın bir zaman da okuduğum Beyoğlu Rapsodisi adlı kitabını sizlerle paylaşmak istedim. Polisiye romanlarını çok severek okurum. Annem ben küçükken - kendisi kitap kurdudur- Agatha Cristie' nin romanlarını okurdu sürekli beni de ondan merak sarardı hep. Böyle başladı zaten kitap sevgim benim ve o zamandan bu zamana devam eder mutlulukla:) İşte tüm bunların yanında Agahta Cristie'nin kitapları tadında hem de Türk bir yazardan böyle güzel bir kitap okumak mutluluk verici.
 
 
 
 
Ahmet ÜMİT
 
 
 
       Bu kitap yazarın ilk okuduğum romanı değil. Üniversite yıllarında Bab-ı Esrar adlı kitabını okumuştum ve onu da severek okumuştum. Anlatımı doğal yazarın söylemek istediğini net bir dille aktarıyor okuyucuya. Yani Ahmet Ümit size tavsiye edebileceğim yazarlar arasında. Okumaktan keyif alacaksınız.
 


 
 
 
Çarpıcı bir roman, bir çırpıda soluksuz okuyacağınıza eminim. Polisiye severler için harika bir eser. Beklenmeyen bir son sizleri beklemekte! İyi okurlar.
 

8 Ağustos 2013 Perşembe

Bayram Bayram Bayram !







                                                                   BAYRAM


                          Diğer günlerden farklı gündü bugün. Sahur yapmaya alışan bizler bu kez erkenden bayram sabahına uyandık sevinçle. Uzun süredir kahvaltı yapmadığımız için olsa gerek:)  Erkenden uyanıldı, bayram namazının hemen ardından uzun zamandır kurulmayan  güzel mi güzel bi kahvaltı sofrası kuruldu, börekler poğaçalar derken, ailecek kahvaltı masasındayız işte mutlu mesut:)
                                             
 
 





                              Huzur dolu, maneviyat dolu, misafir dolu, gezme dolu yani dopdolu bi  Ramazan ayının ardından bir armağan bize bayram. Hakkıyla yaşayalım öyleyse sevincini:)










                   Kimsenin küs kalmadığı, gönüllerin hoş, kalplerin bol dua ile dolu olduğu, harçlıklı, baklavalı, bol çikolatalı güzel bir bayram geçirin inşallah:)
 
 
 
 
Bu olmazsa olmaz:) Bunu erkenden uyanıp, tekrar tekrar dinlemediğim bir bayram hatırlamıyorum. Veee Barış Manço ;)
 
 

4 Ağustos 2013 Pazar

Kitap: Buket Uzuner'den SU





                                                             
                                                           BUKET UZUNER / SU
 
                Geçtiğimiz yaz tamamen tesadüfi olarak tanıştık Buket Uzuner'le ve o zamandan bu zamana sevgiyle sürer muhabbetimiz. Bi yazısını okuyup aa ne kadar tanıdık cümleler bunlar bende böyle hissediyorum dediğimi çok iyi hatırlıyorum. Sonra tanımak istedim yazarı. Turkuaz fları ve turkuaz gözlüklüğü olmazsa olmazı. Muhakkak bi turkuaz bulunmalı üstünde. Biolog ve yunusları çok seviyor. Şirin mi şirin tatlı mı tatlı bi kadın Buket Uzuner. Seyahat etmeyi çok seviyor ve seyahat kitapları var, sanırım en çok bu yönüyle yakın buluyorum kendime.. 

     
       İşte tüm bunlardan sonra oldu SU romanı ile tanışmamız. SU, roman dörtlemesinin ilki. Ben bunu daha sonra öğreniyorum. Buker Uzuner şu aralar TOPRAK adlı serinin ikinci romanını yazmakta.
        
                             




                         Bitki çayımı alıyorum ve dalıyorum SU'yun derinliklerine..
       



                     Bambaşka dünyalara götürüyor beni SU, geziyorum o dünyada dolaşıyorum hep. Farklıydı cümleleri, kuruluşları, kalbime dokunuşları. Her birinde izler buluyorum kendimden.. Elimden bırakmak istemiyorum hiç, çabucak işimi bitirip okumayı istiyorum hep:) İçinde deniz var, yunus var, Umay nine var, bilgi var, huzur dolu cümleler var..


        



          Israrla tavsiye ediyorum. Buket Uzuner'i tanıyın, girin dünyasına. Onun çevreci ve gezgin ruhunu keşfedin. Tavsiyem;)

                                             Bilgini Mutluluk için Kullan!