8 Ocak 2018 Pazartesi

Kitap: Bir Yılbaşı Hikayesi



" Aslında tamamen bir kaçıştı benimkisi. Tüketim çılgınlığından, yozlaşmış siyasetten, aç gözlülük ve ikiyüzlülükten kaçış.. Özgürlük yoksulu ülkeleri demokrasi adına-imiş gibi işgal eden ülkelerden birinin vatandaşı olmak utancından, çaresizlikten, tıraş olmak mecburiyetinden ve tabii kendimden kısacık bir süre için kaçış, bir nefes molası.. "



BİR YILBAŞI HİKAYESİ



       Herkese selamlar. Yeni yılın ikinci haftası başladı. Bende daha şimdi bitirdiğim sıcacık bir hikayeyi paylaşma heyecanıyla hemen geçtim klavyenin başına. Aslında günün anlam ve önemine ithafen geçen hafta okumalıymışım fakat gözden kaçmış o aralar bu şirin kitap. Ama olsun hala yeni yıl etkileri sürüyor bende diyerek bir çırpıda okuyup sizlerle paylaşayım istedim hemen;)




     Buket Uzuner'i ve yazılarını seviyorum. Kendi alanı gereği doğaya, hayvanlara, toprağa yani yaşama dikkat çekmeyi seviyor. Ve bu temayı çokta başarıyla işliyor bence. Kitapları bolca altı çizilecek cümlelerle dolu. Bu kitapsa, fuardan şans eseri aldığım kitaplardan. aa Buket Uzuner'in böyle bir kitabı da mı varmış deyip almıştım, hatırlıyorum.Yazar kitapta birtakım sorgulamalara da yer veriyor. Müslümanlıkta yeni yıl kutlaması olur mu? konusu gündeme geliyor sıkça. Çocuk kitabı görünümlü fakat içeriği itibariyle yetişkinlerin de bir çırpıda okuyacağı bir kitap bu. Kapak tasarımına ve çizimlere de ayrıca bayıldım. Yeni yıl konsepti fazlaca hissediliyor:)





    İnsan en çok kaçmak istediğiyle beraberdir. Kahramanımız da bir nefes molası almak adına çıktığı seyahatinde kaçmak istediği yılbaşı maceralarının aslında hiç tahmin edemeyeceği bir versiyonuyla başka bir ülkede; Türkiye'de karşılaşır. Antalya'ya bir arkadaşının tavsiyesi üzerine tatile gelir. Amaç upuzun aile yemekleri, alışveriş çılgınlığı, gürültü patırtıdan, yeni yıl hengamesinden kaçmaktır. Kendince.. Buraya kadar gelmişken Demre'ye Aziz Nikolas'ın kilisesine uğramayı ihmal etmez. Aziz Nikolas Noel Baba olarak bilinir halk dilinde. Burda ilginç bir olayla karşılaşır. Aziz Nikolas'ın heykelinin dibinde bir çocuk ağlamaktadır. Ardından bu kız kahramanımıza bir şeyler söyler ve ayaklarına kapanır. Kilisenin bekçisi -daha sonra kızın babası olduğunu öğrenecektir.- kızı çeker alır ve ona kızar. Bilmediği bir dilde söylediklerini anlamadığı için çok merak eder. Artık günlerdir bu sahne gözünün önüne gelmektedir. Bu durumun peşini bırakmaz ve olayın derinliklerine iner kitabın kahramanı. Yeniden Demre'ye kiliseye gittiğinde bekçiyi sorar ilk ama orda yoktur. Kızı hastalanmıştır ve hastanededir bekçi eşiyle birlikte. Daha sonra gerçeği bekçi anlatacaktır. Kiliseye ilk gittiği gün, küçük kız onu Noel baba zanneder. Çünkü kapişonu ve kesmeyi unuttuğu sakalıyla heykele yani Aziz Nikolas'a çok benzemektedir. Kız ona isyan eder çünkü ona niye hiç hediye getirmediği için çok kızgındır. Baba bekçi ise Noel'in bizim bayramımız olmadığı için kızına tepki gösterir ve durumu çocuğuna anlatmanın bir yolunu aramaktadır. Durumlar çözülüp bekçi istediğine ulaşacak mıdır? sorusunun cevabı kitabın sonunda saklı..






     Olayın sonunda küçük bir sürpriz de var. Merak ediyorsanız şayet kitabı okumanızı tavsiye ederim. Bir çırpıda okunan bu sıradışı hikaye günüme kattığım bir armağan oldu. Hayatın tadını doyasıya çıkardığımız nice günlere sevgili okurlar.. Mutlu günler dilerim.. :)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder